KORKU… KORKU… KORKU… HEP KORKU…
Çocuk yıllarımızda terbiye ismi altında
Anne, baba ve yakınlarımız korkuttular,
Okula başladık eğitim ve öğretim için,
Öğretmenlerimiz korkuttular.
Askere gittik askeri disiplin için,
Subaylar korkuttular.
beklenmedik bir fırtınaydı gelişin...
uyandırdın sessizliğimi aysız gecelerde
yaralı bir deniz gibi hıçkırdığını
bir fanus altında sıkışıp kaldığını..
aşkla kenetlenen kalplerimizin..
me'yus olduğunu,bunaldığını
Devamını Oku
uyandırdın sessizliğimi aysız gecelerde
yaralı bir deniz gibi hıçkırdığını
bir fanus altında sıkışıp kaldığını..
aşkla kenetlenen kalplerimizin..
me'yus olduğunu,bunaldığını
Arif Nihat Asya'dan olduğunu tahmin ettiğim bir şiir okumuştum ortaokul yıllarında... Sanırım hafızam zayıflamış şiirin tamamını hatırlayamadım ama şu şekilde bitiyordu,
Şiirin başında arkadaşları Korkusuz Ahmeti korkutmak için çarşaf giyip mezarlığın önünde karşısına geçtikleri anlatılır. Ve Ahmetin cevabı şiirin sonunda:
Korkmayın ölüler demiş, korkusuz Ahmet geliyor.
Korkan kadar korkutan da ölüdür aslında. Ölülerin yaşadığı bir dünyada yaşayabilmekse korkmadan ve korkutmadan var olmakla ilgili. Sevgili meslektaşım ve ağabeyim, kaleminizi tebrik eder saygılarımı sunarım.
Çocuk yıllarımızda terbiye ismi altında
Anne, baba ve yakınlarımız korkuttular,
Okula başladık eğitim ve öğretim için,
Öğretmenlerimiz korkuttular.
Askere gittik askeri disiplin için, ------- Hocam mükemmel bir çalışma okudum yüreğinize kaleminize sağlık ellerin dert görmesin kutlarım saygılar sunarım .
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta