İçi titreyerek korku duyanlara indirilen bir kitap var;
arşa istiva zamanını bilir misin
gizleme sesini, bağır, çağır yağmala..
gizliden öteyi bilen var,
kaçak ülkesi var yitik çocukların
üç vakte kadar çıkar fallar ve bir de keramet var daha;
biliyorum sen de korkuyorsun TaHa
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
*Bir daha keşfet tekeri usta
Üç yaşındaydı bön bön kimi kere hayranlıkla
Bakardı
Dört yaşında yuvarlak bir daire olduğunu anladı
Uzun sürmedi
Beşinin başında artık eli bıçak çekiç de tutar oldu
Elinden kan aktı ama başardı
Önce tekerini yaptı oldu minnacık kağnı
Bir eksiği kaldı
Gıcırdamayışıydı
On birinde çıraktı
Oraya buraya koşturdu
Kasabada çay demledi
Buyur usta
On üçünde at arabasının tekerini de yaptı
Yetmedi
Göçtü İstanbul’a
Fort garajında on sekizinde araba montörü
Patlayan lastikleri tamirde üstüne yoktu
Otuzunda köyüne döndü
Muhtarı Mustafa ağa sizlere ömür
Gerisi mekân aynı mekân
Yollar aynı yol
Evler harabe kimisi topraktan hâlâ
Kimisi geçmiş kiremitli çatıya
Rençberlik bitmiş
Kağnı gitmiş
Traktör gelmiş
Düzen aynı düzen
Ağa ağa
Aşiret aşiret
Hoca imam
Kahvehane
Ve birde fakirin öleni gitmiş
kalanıyla doğanı yaşıyor
Şehirdeki ağalar
Kodamanlar ve politikacılar değiş tokuşu
Misali
İşin şaşılası yeni yeni halkçılar
Vatanperverler
Dinciler
Bin küsür yıldır
Kurtçular ve yollar...yollar...yollar
Aşınmış tekerlerden
Caddeler caddeler caddeler
Hep çatlıyor
Buldozerlerden
Kazı doldur eş yamala yaz boz tahtası
Düzen aynı düzen
Osmanlı laiklik demokrasi seçimler ekonomi ve kurumlar
Felsefe meslekler maskeler düşünürler ilahlar ve
Tarikatlarla bulunmış yuyucu buluşlar
Bulunmuşların kısır döngü çemberi dön babam dön
Duaya dur... baktın olmadı vur cennete gittsin
Keşfet tekeri bir daha usta
Usta bir daha tekeri keşfet
Tekeri keşfet usta bir daha
Altmışına gelince ancak dankkkkk etti kafa...
Bulunan sadece bulunan tekerin kopyası
Fotokopiden orjinalinin mümkünsüzlüğü de cabası
Siyah lekeler kırıntılar kırışıklıklar yüzünde
Düzen düzenin bunu aşamadığını/aştırmadığını anladı
Kapılıp tekeri tekrar keşfetmenin çığlık ve çoşkusuna
Döndü mutlu olduğu o beş yaşına
Aldı eline baltayı
Vurdu kendini ormana
Nadir Sayın
Hollanda, 2006 -2008
Nadir Sayin
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeğe dervişan beğenmez
Alemi taneder yanına varsan
Seni yanıltır mes'ele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer kamını yarsan
Camiye gelir de erkan beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir traş olan
Berber dükkanında oğlan beğenmez
Dağlarda bayırda gezen bir yörük
Kimi timarlı sipahi kimi serbölük
Bir elife dili dönmiyen hödük
Şehristana gelir ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'mu fasidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli Yenicesi duhan beğenmez
Aslında, neslinde giymemiş hare
İş gelmez elinden gitmez bir kare
Sandığı gömleksiz duran mekkare
Bedestana gelir kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelse bir Türkün kızı
İnci yakut ister mercan beğenmez
KAZAK ABDAL
Saygı ile..
Geçen yıl antoloji.com/ a, kısacık, şiirimsi bir metin sunmuştum. Sağolsunlar, şiir olarak kabul edip, kaydını yaptılar. Bu kısa metin, günün şiirine yorum olur diye düşünüyorum:
' Biz güçlüyüz,
' Biz zavallıyız,
' Biz insanız;
' Bir aferin için
' Bin kişiyi teperiz.
' Alkış tutarız kimine,
' Kapanırız eteğine;
' Bakmadan gidişine,
' Kutsal diye taparız...'
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Bugünlük ciceçekcisevgilim’in dediği gibi sayın ‘pavlov’un köpeği..önüne atılan et yeter sana…hani biraz önceki ZIRVALAMNDA et yerken diyordun ya” bardak suda fırtına kopartıyorlar” diye..şimdi ne olduda olayı Afrika Kıtası büyüklüğünde batıklık ilan ettiniz..Hani şu terminator de olan robotun beyin mekenizmasında vidası kopunca sabuklamaya başlıyorya..., bu sayın pavlov’un köpeği de aynen öyle kuyruk mu sallayacak..hırlayacak mı? karıştırdı.. Herhalde dua..buddua ..hadis..vahey ezberi bozulunca et ile samanı bir birine karıştırır abur-cubur sesler çıkartmaya başladı..Bakın bu sayın pavlov’un köpeği özür dilerim dahi demeyi de öğrenmiş..
Sayın çiçekcisevgilim pavov’un köpekğinin önüne sayın bay diye hitap ederseniz kimbilir belki sizin yazınız silinmez!...hiç korkmayın-çekinmeyin… onların ecele faydası yok..iyi yoruma ve kendinizi savunmaya..yazmaya ise hiç mi hiç etkisi de olmaz… Bunlar değil yüzde 50..yüzde 95 le dahi tekrar iktidarını kursalarda..Ya da olurya insan odaklı iktidarımız kurulsada ..biz insan kalmaya devam edecek..ve pavlun’un köpeklerini köpek olarak kabul etmeye devam edeceğiz..sopa yok..zehirli inne ile vurup öldürme yok.. onlarında nihayetinde et yeme ve yaşama hakını sonuna dek savunacağız..
ve
biliyorum,
nedensiz
sebepsiz
silinecek,
yazdığım
mesajlarım...
ben biliyorum ki
hak şahini
denen
pavlov un köpeği;
Antoloji yönetiminde...
çünkü kimse ses çıkaramamakta bu züppeye...
Onlar sizin yoldaşların(Ergenekon çetesinin) kurduğu siyasi ve sahte Hizbullah örgütü bre devrim yobazı! Onların dosyalarını kasten bekletip sonra da zaman aşımı bahanesiyle ortalığa salıverenler de sizinkiler! Yani; yargı çatısı altında örgütlenen ve sizinle aynı menhus gayeye hizmet eden malum yandaşlarınız ve yoldaşlarınız! Yeni çıkan ses kasetleri nasıl çalıştıklarını ve hangi gayeye hizmet ettiklerini faş etti! Millet her gün TV. ekranlarından onların yalanlarını dinlemekten bıktı, usandı! Onları salıverdiler ama milletin ve hükümetin tepkisi üzerine yeniden tutuklama kararı çıktı. Yani fitne çıkarma planlarınız boşa çıktı! Bu millet gözünü açtı artık, sizin zokalarınızı yutmuyor! Sizin gibi Hizb-üşşeytanlara bir daha asla fırsat vermeyecekler! Yeni seçimlerde ki müthiş tokatla tarihe gömülüp gideceksiniz! Ve gerçek Hizbullah olan Allahın taraftarları Şeytanın taraftarlarını bir daha kahredecek! Korkun ve titreyin!
Not; Bir önceki hadis mealini verirken bir kelimeyi yanlış yazmışım düzeltir özür dilerim. Doğrusu şöyle olacaktı;
'FİTNE KATİLDEN, MÜNAFIK KAFİRDEN EŞEDDİR!'
Allah(cc)şerlerinden cümlemizi ve islam alemini muhafaza etsin aminnn.
Bunu Hizbullahcılar da diyor..Yani al Hizbullahı vur bu herife…söylem aynı söylem..ağız aynı ağız..kendi fitne..Fitneliği ise ha bire mehmed e..Kemal ile denize et projekte… ye eti yiyebildiğince.. ıksırıncaya..tıksırıncaya kadar... şairin biri de böyle diyor.. Yani benim yazdıklarım ise sayın sağır sultan..gazete sütunlarında..tv kamerlarında ..sokaklarda..mahkeme koridorlarında…iş yerlerinde..okullarda..üniversitlerde..ilk okullarda… şimdi fitneliği dahi görülen armutu..elmadır diye bize yutturacak..Hizbullahcılar inlerine girdi…sizin hâlâ burda işiniz ne?
Açıkgöz hırsızlar yine sahnede ve ortalığı velveleye veriyorlar bir bardak suda fırtına kopartıyorlar! Bu onların meslekleridir! Fitneciliği meslek edinen mülhid ve münafıklara dikkat!
'FİTNE KÜFÜRDEN, MÜNAFIK KAFİRDEN EŞEDDİR!'-Hadis-i şerif meali-
Toplumda gerçektende taşlar yerinden oynatılıyor..ama bu deyimin olumlu boyutunun tam tersine olan bir gelişme sözkonusu ..yani zaten halk katmanlarında gerçek özgür zihniyet ve adaletli bir yapıyı bir kenara bırakın.., yaşam güvencemiz de dâhi güven duyğusu mayınlı tarlada ölüm ve açlık; bacak ve kolumuzu kaybedeceğimiz hissiyle ekin biçmeye benzer bir gidişat dualarıyla, bağırtı ve gürültülü olarak havalarda uçurak yol alıyor...
Caniler firarda, ‘ucubeler’ uçuyor, içki içenler falakaya yatırılacak; ayyaş..alkol bağımlısı ve sokaklarda nara atan sorhoşlarla..edepli ve kendi aile içinde hiç bir Allahın kuluna zararı olmadan iki bardak şarap içenlerde aynı kotaya sokuldu..’tıksırarrak, hıçkırarak’ ifadesini kullanıyor hükümdar..
Körpe yaşlarda uyuşturucu ve kadın ticareti yapanların kollarına itilen çocuklarımızın o betbah duruma düşmemelerinde devlet önlem alacağına..işte böyle fetvalarla bağırarark fırça atıyor halkına..
Ve anlaşılıyor ki kendileri içselliklerinde olan o korku güdüleriyle sanki:
Korkakların El Kitabı, Birinci Sayfa dan ta geçmiş zamanlardan doğuşunun şimdilere yansıtılması bu şiirde kendisi sunuluyor insanlığa….
Yani gerçek yaşamda taşı taşla yerinden oynatanlar..işe..aşa, özgürlüğe ve adalete ve insan onuruykla yaşamın altına dinamit yerleştirmiş..ne için? Kendi istediği inanç ve tipte insan kalıbı ve halkı oluşturamayacağı korkusuna kapıldıkca..korkuları bir kat daha artıyor..ıksırıyor, tıksırıyor..dişlerinin gıcırta gıcırta..
O halde..,
siz devam edin geçmişi gelecekmiş gibi yaşamaya ve onun KAZIGINI ..korku güdünüz aksıra..tıksırasıya ve taşasıya…ve onun kazığını bu dünyaya çakasıya... tarlada mayın vardır Korkuluğu dikene kadar!
Bu nedenle evet şimdi Necip Fazıl Kısakürek’in: “Zindandan Mehmed'e Mektup” başlıklı günün şiirine olan yorumu bir kere daha sunmak sorumluluğu elzem derecesinde:
“Başta toplumda zindan olayı sakat, Tutuklu, hüküm almış cani, terörist, vatan haini ve bilmem ne..olarak toplum nazarında/zihninde yer almış.. Diger yandan katil olduğu adamın ismi gibi bilenen caniler serbes kalmışlıkla tam bir paradoks. Temel maalesef çürük, Al yapı olmadan sen gel, üst yapı anayasa mahkemesi ve yargıtay vs çatıdan başla işe…Eğitim çürük ve dünyada 137 ülkeden 134 cü olduk, Yetiştirme tarzı derseniz; o da insana güvenme, babana dâhi güvenme, hocaya inanma.., öğretmene kanma, çek babam kopya.!
Günümüz dünyası böyle. Nerdeyse on yıllık çoğunluk grubunun iktiarının günümüz dünyası böyle… Diger yandan zindana koyucu mehmed zihniyeti, cuntacı zihniyet, birisi din odaklı.. benim gibi inanacaksın dayatmasında.., beri ki taş toprak ben bilirim sen dediğim gibi yaşayacaksın dektorinli zihniye peşinde..
Al birini vur ötekine. İkiside aynı zihniyet;..insana güven, topluma güven..halka güven, genç bizim gencimiz..işçi bizim..emekçi bizim..şair bizim..diyen kim? Bu iki zihniyet değil herhalde. Her iki tarafta kendi şairini..kendi insanını ve kendi halkını yaratma peşinde..Biri koyun olacaksın diyor.., digeri mutlak disiplin istiyor..
Herkesin kendi gönlü ve zihinliyle olan kollektif ve dayanışma boyutlu kardeşçe bir birine saygı duyulan ve barışcıl hürriyet ve özgürlük derseniz bu din odaklıyla, cunta odaklı tarafından bin seneler önce rafa kaldırılmış..
Her taraf kendi düzenini, kölesini, hapishanesini..ve kendi adeletini yaratıyor..Kendinden olmayanı ise..böcü/böcek ya da boyla zindana...
Evet ne diyorduk yani şairimiz ne diyor..:
“Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!”
…..
İyi iyi yarın sizin sizin oldu da zindanda ve zihinlerde, toplumda değişen ne oldu? Bakın şimdi sizin şiir bünyenizde ideoloji ve inanç ´yarın´a sahip oldu ve daha da aşırı olmaya at şaha kalkmış boyuta büründü….
Bir yerde bu şiir..şiir..şiir içindir diyipte N. F. Kısakürek´i göklere çıkartanlara nasıl bir şamar olmaz demekten, kendini alamıyor insan.
Çünkü şiir ideoloji ve dünya görüşü ve topluma bakışı irdeliyor. Eeen ne olduk ..hani sanat sanat içindir diyipte bu ideoloji yansıması şiirle şairi göklere çıkartmak akıl ve yüreğin tüm olan bedene ihaneti değilde nedir ki?
Şair tabii ki bizim yurdumuzun şairi..Ama bu şair çıktı zindandan ve şimdi o milyonlarca anasının ak sütü gibi - cuntacı zihniyetle karıştırmayın..12 Eylül generalerini buna katmayın…- evet o anasının ak sütü gibi helâl emdiği süt temizliğinde vatanını ve yurdunu sevmek..korumak ve tüm insanının, halkın güvenliği.., ülkesinin varlığı uğruna canını feda edecek yürek zenginliği-yiğitliğinde ki evet milyonları temsil eden mehmed…mehmed ve mehmed.. ler nerede? Günümüz düzeninin çarpıklığı ve a dan z ye somut gözle görülen toplumun, insanın çektiği çileleri dile gelen ve dingiline kadar eleştirisel muhallif olan yazar çizerler nerede?
Şiir, şiir de..şiirsel akışı iyi de…şairin kendisi bu gün yaşıyor olsaydı, özgürlük ve adalet konusunda, ya ideolojisini gözden geçirir ya da kendini asardı herhalde! Kimbilir.. Saygılar..
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta