Çocukken oynadığımız körebeler zaman tünellerinden yok olmadan taşındı gençliğimize...Gözlerimiz bağlı el yordamıyla bulduk ne aradıysak,ayaklarımızın dibinden sürüklenip gidenleri tutamadık,belkide tutmaya yetecek takatımız kalmadı boşluğu yoklamaktan...
Gözler işlevini yitirmiş,kulaklar haybeye gelen giden seslerin her daim değişmez bekçisi....Ne duyduysak onu işledik yüreğimize nakış gibi,gece ile gündüz arasındaki zaman diliminde değişen tek şey yakamozlar oldu(!) biri karanlık sulara,diğeri maviye çaldı aksini.Zaman sularla beraber aynı yörüngede akıp gitti.
Körebe oyunuda akıp giden zamanla beraber ihtiyarlaşan bedenimizde bitti.Görme yetisini yitirdik,körebeyi bir çocuğu ebeleyerek bitirdik! ! ! !
Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman basına.
Gönül yarası desem...
Değil!
Devamını Oku
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman basına.
Gönül yarası desem...
Değil!




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta