Körebe Şiiri - Ahmet Cemil Atay

Körebe

Bir temmuz sallanıyor takvimin bir köşesinde
Zamansızlığı duvarla kaynaşmış, şaraplar gibi yıllanmış salkım salkım saniyeler
Dakikalar sarhoş ve tutunmuş yelkovansız duvar saatine
Sessizce gölgeler Babil’den dağılmış ve birbirine karışmış

Notalar vuruluyor –tellallar sokuluyor şehre ellerinde zakkum çiçekleri
Kirli bedenlerinde umutsuzluk ninnileri var yüzlerinde yalancı maskeleri
Dörtnala koşan insanlar ve perdelerde esler var ama şehre suskunlar
Dilleri kesilmiş haberciler var efendilerin önünde kendi boyunlarını vurmuşlar

Dilsiz bir kuş var galata semalarında kaybettiği yavrularını aramakta
Usulca halice doğru akarken çirkin insanların simsar hallerinden korkmakta
Kan kırmızı şehrin petrol yeşili suları kemerden şehre akarken
Fikirleri süpürüp yerine altından buzağılar kondurmakta

Surlar var kurulu etlerden ve kemiklerden
Kamburunu unutmuş efe yaşlılar ellerinde Musa dan asalar
Yılan suretinde melekler var, hilebazlar var asude hallerde
Şehir sessiz-sus pus olmuş bilinmez nedenlerden

Bir kızıllık var, kaşlarını çatmış ellerini uzatabildiği kadar uzatmış
Zindanlardan ve mahpuslardan döktürülmüş mısralar var
Ölüm üzerine yazılmış ağıtlar var ve hayaller sıra sıra gömülmüş
Umutlar var surlarda, yeniden fethe koyulmuş

Yaprak hışırtısı var çocukların gözlerinde sönük ağaçlardan ve ellerinde çomak
Yuvarlamaktalar hayallerini ateşten çemberler kurarak
Dillerinde topraktan bir türkü ve çamurdan nakarat
Göklerde nefesten bir perde, ilahi ezgiler hakka sunak

Kayıp diyarın sessiz mimarı, elinde tanrılar kentinin karalaması
Kelimelerden harçlar ve de fikirlerden tuğlalar
Ezgilerden bir çizim, notalardan bir kilim, her ayrıntı ahenkli bir ritim
Günahsız bedenlerin kirli anlarından dar sokaklar
Kadın kokusundan caddeler ve köşelerde parlatılmış aynalar
Silik yüzlerin gülümseme halleri ve ellerinde karanlığa hu fenerleri

Aydınlık çanları çalıyor bugün şehirde ve herkesin gözleri bağlı
Körebe duaları var dillerde ve yağmur ekinlere doğru yürürken ardında bir rüzgar fısıltısı
Ahenksiz zaman diliminde bir garip karmaşa var, köleler ayaklarında prangalar
Hayatlar var üç paha ve her köşe başında efendiler.