Karanlık dünyama, güneş gibi aktın.
Meşalemde yanan, közüm öğretmenim.
Hilalindi bilgin, yıldızdan taç taktın.
Geleceğe bakan, gözüm öğretmenim.
.
Durmaz dalda şimdi , gelmişse vakit .
Solgun sarı yaprak , düşer toprağa .
Derman olmaz nakit , ne de bir akit .
Rüzgar verir yönü , düşen yaprağa .
Duman , sise sardı ; dağı , ovası .
Güneş yıldız sindi kaydı sema'dan
Kapkara gökyüzü bulut yas tuttu
Sağnak sağnak indi nur maveradan
Yağmurun elleri elimden tuttu
YAŞ ELLi
Yaprak düştü yere Ömür bağından
Takvimler zamanı ileri attı
Gayri uzak kaldım gençlik çağından
Yaşlanmış yaşıma yeni yaş kattı
Yitip giden orman, yurdun ciğeri.
Varsın sarsın dağı, beton yapıtlar;
Nefessiz bedenin, yoktur değeri.
Gayrı geçmez para denen kağıtlar.
Her yer yazlık olmuş her köşe otel
Hepsi sözde aydın her biri entel
Derdi para olan Beton bir model
Zeytini kestiler bir hiç uğruna
Şiir hayatında başarılar