Bir şişe derdini bardakla paylaşırmış
Bardaksa içini hep onu tutana dökermiş
Kırılırmış şişe bu hale her seferinde
Dertlenirmiş kendince
Dökmiyecem içimi bu sefer bardağa dermiş
Boş kalsın akıllansın diye
Korkuyorum, içimde bir sıkıntı
Bedenim gıcırdıyor eski kapılar misali
Yaşlanıyorum galiba
Hafif bir sis varmış gibi etrafımda
Sebebi eskiyen yıllar olsa gerek
Çocuklaştım biraz sanki
Yağmur var hafiften dışarıda
Damlacıklar düşüyor yere kendince
Küçük bir çocuğun gözlerinden süzülürcesine
Ve Akıp gidiyor yol kenarındaki arklardan
Terk eden sevgili misali hiç ardına bakmadan
Hafiften kokusu sinmiş ıslanmış yaşlı taşlara
Mevsim Sonbahar
Kuru bir rüzgar,hafif yağmur
Kuruyan yapraklarla başlar
Sonbaharda ayrılıklar.
Gözler ağlar önce
Çok şey değişti senden sonra
Önce mevsim,sonra gökyüzü
Güneşte terk etti bizi senin gibi
Kar var dışarıda şimdi
Bembeyaz olması gerekirken
Simsiyah içimdeki kasvet misali
sebebsiz fırtınaların dalgalarıyla dövdüğü çocuk
aglamaklı gözlerimin gece bekçisi
kalk yarım kalan gecenin
boş kalan kadehine doldur özleini
kimsesizliğinle otur sabahlara kadar
atar damarına baskı yapan
Dünya olmasa gerek dönen
Başımda müthiş bir ağrı var
Etrafımda sürekli yer değiştiriyor
Kendi bilmez şımarık eşyalar
Karşımda bomboş beyaz bir duvar
Hep bir şeyler asarım derdim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!