Kör, Sağır Ve Dilsiz. Şiiri - Naki Aydoğan

Gör.
Kör.
Gözle görülmeyen yerlerdeki hareketle görürler.
Hareketsiz kalarak.
Bakarlar, doğru yöne bakmasalar da.
Kör değilim
Çoğu zaman düşünürüm bakmam.
Göremem.
Geride kalmışımdır.
Gözü olan bir adam değil insanlığın bir gözü olarak.
Her insanın gözü vardır ve çoğu görür.
İnsanlık kördür.
Ve göremez insanlık düşünür.
İnsanlık bende düşünür.
Çoğu şeyi görmem baksam da görmem.
Neden bazı insanlar kör?
Madde vardır perde inmiştir insanın gözüne.
İçsel olaydır.
Dışsal bir duvar değil ki balyozla yıkalım.
Ve duvarı ören biziz.
İçimizdeki biz bünyemiz oluşumla alakalı.
Biz şehirlerimizi oluşturabiliriz.
Şu anki zamanla.
Geçmiş zamanla oluşturduklarımız bünyemizin içselliğine dairdir.
Ve yaşadığımız şehrimize bir katkıdır.
Yaşayarak kendimizi sağalttığımız gibi şehrimizi de onarırız.

Közümü kapatınca karanlık.
Körler karanlıkta mıdır?
Işığımı görüyoruz yoksa ışıkla mı görüyoruz.
Işıkla görüyoruz.
Renk tonlarıyla ne gördüğümüzü tespit ediyoruz.
Duyarak ayrıma varıyoruz.
Dokunarak ayırıyoruz.
Görmek odaklanmak.
Zamanla odaklandığımız yerde evimizdeki odamızda lambanın altında
Kitabımızı okurken buluyoruz kendimizi.
Zamanda ilerlemek bu.
İlerlemek zamanda.
Devrim ve inkılaplarla.
Zamanda gazete okuyup din seferberliğine çıkmak değil.
Esnafı olduğu gibi tutmak değil.
Çağdaşı kıyafetiyle ölçmek değil.
İnsan her şartta ilerler.
Toplum lider çıkartır o lider ya toplumu ilerletir ya da baskılar.
Tüm insanlar ilerlerse ne olur?
Cumhuriyet kurulur.
Ama ağacın dalları varsa kökü de var.
İnsan geleceğine büyürken geçmişinden beslenir.
Yeni doğan ailesinde filizlenir toplumuna kök salar.
Bir millet geçmişine kök salar.
Vatanına tutunur.
Devletine şekil alır.
Ağaç dallarından meyve verir insan geleceğinden meyve alır.
Ağaca aşı topluma inkılap lazım.
İnsanlık gözü düşünmek lazım.
Ve körün gözü yoksa çok kulağı vardır.
Bağımsız kulakları.
Sağırında kulağı yoksa çok gözü vardır.
Bağımsız gözleri.
Dilsiz mi?
İlsiz ilçesiz sokak çocukları gibidir.
Pek konuşamaz.
Aile damakları yoktur da ondan konuşamazlar.
Takma damak takma aile edinirler.
Ve az çok konuşurlar.
Dilsiz olanların beş duyu birliği bağsız kalmıştır.
Sinir iletimi beyin oluşumu eksik kalmıştır.
İşaret dili dışsal bir iletişimle dışsal bir kurguda kuram oluşturmaktır.
Ana yasamızı dışsal bir beynimizdir diyebiliriz.
Genel olarak kitapları düşünebiliriz.
Şimdide bilgisayarları.
Ve yaptıklarımızla bir bilişim sağlamamızla da yapay zekâ gündemdedir.
Ruhumuz var değil mi?
Doğadan edindiklerimizle de zekamızı bir zihin topluyoruz.
Kestiğimiz biçtiklerimizle zekâ topluyor
Yediğimiz içtiklerimizle de zihin ediniyoruz.
Daha zekice işlerimizle daha açık zihin kavuşuyoruz.
Ve ruhumuzu daha çok hissediyoruz.
Hissetmek ruhu iyi beslemekle alakalı sanırım.
Fazla hasrete düşerek umutsuzluğa kapılmamamız lazım.

Peki, dindar olanın veya ideolojik davrananın insanlığı kör müdür?
Bence görüyordur.
Tamda görmekle alakalı bir tespitle.
Laiklik insanlığın bir nevi körlüğüdür.
Yapay olarak görmemesi doğal olarak sadece görmesi anlamında.
İnsanı insan hayvanı hayvan ve eşyayı eşya görmesi gibi.
Dünya bir gösteri dünyasıdır.
İnsan kendini gösterir insanlarda bakar ve görmek istediği şekilde görür.
Görmek istemediğini bilir.
Bilmek daha çok görmek istemediğimizle alakalıdır.
Bilgi gizil bilim kapalıdır.
Bilgide gizil olan akıldır bilimde kapalı olan deneydir.
Kim akıl edebilir ve kim denemeye cüret edebilir.
Mucit olup icat etmek lazım.
Bilim adamı olup denemek lazımdır.
İnsan ön yargılarıyla görür aklıyla ölçer vicdanıyla tartar ve danışarak yasalaştırır.
Ortak akılla yani.
Dışsal bir beyin oluşturarak.
Bir ülkenin beyni büyük millet meclisidir.
Her kurumun yönetim kurulu.
Aile meclisi.
Gelenek görenek töre ve yasa.
Genelleşen görülür ve sözlü yasa töre sonrası yazılı yasaya geçilir.
Genelleşen suç görenek kazanarak racon keser.
Yazılı yasaya geçemeyen toplumlarda suça karışarak mafyavari davranır.
Kör ve sağar dilsiz.
Ya bir millet kör ve sağırsa.
İnsanlıktan yoksundur.