.
Bebekliğiydi Nazlı’nın,
Toz,toprak içinde yaşanan,
Hastalıklarla geçen günler,
Biraz büyüdüğünde Nazlı,
Bozkır sıcağında her gün,
Azık taşırdı tarlalara,
Eve dönünce de,tezek karar,
Halka yapıp,yapıştırır duvara.
Babasını gülen yüzünü,
Satıldığı gün görmüştü,
Gülen babasının gül yüzüne,
Bakmıştı son kez doyasıya,
Bir deste kağıt parçası,
Vermişler babasının eline,
Sayarken bir bir babası,
Kimine yüz,kimilerine bin,
Diyerek sayıyordu desteyi.
Nazlı bilmezdi para saymasını.
Kaç ay olmuştu şurasında,
Bir gün davarlarla birlikte,
Dönerken koca ocağına,
Kürelediler Nazlı’yı,Baba evine,
Adı çıkmıştı çünkü kahpeye.
Davar güderken bir gün,
Kocasının emmisi çullanıp,
Becerivermişti Nazlı’yı,
Davarların arasında.
Birde boş boğazlık ederek,
Deyivermiş evde karısına.
Kahpeye çıkmıştı Nazlı’nın adı,
Nazlı’nın namusu,göç etmişti,
Kocasının emmisinin uçkuruna,
Emminin suçu yoktu,kahpeydi,
Artık buralarda Nazlı’nın adı,
Törelere göre,temizlenmeli,
Kahpeye çıkan Nazlı’nın adı,.
En küçük kardeşine düştü,
Namus lekesini temizlemek,
Eline verdiler kara silahı,
Irmak yanına götürerek,
İnfaz edecek töre kararını,
Dayadı başına silahı düşünmeden,
Küçük kardeşi Nazlı’nın,
Bir el sıkıverdi acımadan,
Yuvarladı Irmağın azgın sularına,
Kendisini canı gibi seven,
Adı kahpeye çıkmış,
Gül yanaklı Nazlı Ablasını.
Kayıt Tarihi : 15.1.2004 20:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
-Aslında böyle şerefsizlere Taksim in ortasında dar ağacı kuracak ve asacaksın...Çok duygulandım sayfaya çakıldım.Sağol paylaştığın için üstad
Hicabi Ceylan
Nice nazlıları gömdü dereye.
Kanayan bir büyük yarayı dile getiren yüreğe saygılar...
İ.Yıldızkan
TÜM YORUMLAR (3)