hayat mı bana ,ben mi hayata yakışmadım,bilmiyorum.aynı yöne bakmayı,birbirimizin zamanına sızmayı başaramadık.ben ona uzaktım o bana noksan.taşıp durdum onun boş görünen dolu bardağında.ona her yaklaştığımda azaldığımı farkettim.ondan her uzaklaştığımda ise mağlubiyetimi.güneşi güneşim olamadı.hiçbir vakit dünyanın aynı yüzünde karşılayamadık sabahı.o ay ile mehtabı meşk ederken,ben güneşin ışığı ile şarj ettim ruhumu.ben ay ışığına hüznümü defnederken o güneşin aydın yüzüne meftundu.ne aynı kaynağın suyu ile ıslandı dilimiz damağımız ne de aynı şifa ile derman buldu yaralarımız.ne o bana yaraşır bir hayattı ne de ben ona yaraşır bir yol arkadaşı.
yanılıyorum.ardarda belirsiz bir yanılma hali ile uğraşıyorum.tüm tahminlerim falso kaybediyorum
yaşama ilerlediğim yollara,inanma gücümü kaybetmek ile karşı karşıyayım.yalnızlıktan şikayet ediyorum.güneşsiz ve susuz bir fesleğenim.bir dokunuş hissetmeyegörsün dalım,yaprağım hemen soluyorum.bir mahkumiyet bir hastalık gibi yalnızlığım.
çabalıyorum inanın.sevmek ve sevilmek için.olmuyor.işte kadere olan inancım burada gösteriyor kendini.kader deyip avunuyorum.yaşamak için mecburum.bazı şeylerin üzerini örtüp sorgulamıyorum.evet korkağım.korkmaktan utanmıyorum. kalabalık çıktığım tüm yolculuklar bir yerden sonra hep yalnız devam etti.madem böyle dedim,tüm yolculuklarıma tekil devam ediyorum.varken yok saymak çok daha zordu.toprağında hükmeden çiçekler ne muhteşemdir değil mi?ama koparılmaya görsün sayılı gündür ihtişamı kurur,solar,dökülür.o manzaraya şahit olmaktansa kuru çiçekler biriktiriyorum artık.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.