KÖR DÖVÜŞÜ
İstersen ağıt yaz istersen bağır
Diller lâl olmuş da kulaklar sağır
Hoşgörü anlamsız sözler çok ağır
Bir hava ki kurşun gibi seneler
Bir masal bir düştür yolum dediğin
Sürünün çobanı zalim dediğin
Sıradan bir iştir ölüm dediğin
Duygusuz duyarsız taştan haneler
Hileye hurdaya taca alıştık
Yoksulluk yolsuzluk suça alıştık
Ölüme zulüme aça alıştık
Süneler kemeler bitler keneler
Kan kutsanır katil takdis edilir
Bu ne iştir düşen konup gidilir
Gelmiş geçmiş didik didik didilir
Kinini miras bırakır dedeler
Sevgi firar etmiş huysuz cebeler
Kulağına kin üfürür ebeler
Rahminde kin büyütür de anneler
Sıkılmış yumrukla doğar bebeler
Ne bir sevgi dili ne de bir gülüş
Barış dedikleri ağızda geviş
Karanlıkta sürüp giden kör dövüş
Kan aktıkça düşmanlığı yineler
Mahmut Nazik 08 09 2011 Mersin
Cebe: Silah,
Mahmut NazikKayıt Tarihi : 11.9.2011 00:07:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sağlık, Mutluluk ve Başarı Dileklerimle..
Tam puanımla..
Saygı ve Selamlarımla..
Hüseyin Çubuk
Bir kara buluttur sardı yurdumu
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Söndürdüler ocağımı, odumu
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Kemirip yaşamı kunduzcasına
Erken doğan sahte yıldızcasına
Tasmaları parlar yaldızcasına
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Kanlı efendiye sallayıp kuyruk
Aldılar halk için bir kanlı buyruk
Gözleri kanlı, salyalı, kuduruk
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Karartıldı güneş, kurudu sular
Kurşun sesiyle bölündü uykular
Yurdun her yerini kanla yudular
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Postal zırıltısı sardı her yanı
Ellerinde Amerikan planı
Katlettiler meyve veren fidanı
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
Bugün bile kanar yurdun yüreği
Düzelmez yaşamın damı, direği
Bükülmeden gelen zulmün bileği
Bindokuzyüzseksen eylül ayında
11/9/2011
TÜM YORUMLAR (3)