Kör Dede Destanı Şiiri - Selim Salmaz

Selim Salmaz
43

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kör Dede Destanı

Kör dede destanı (kurtuluş savaşı destanı)

Atlılar geçti
Hışımla
Karadağ’dan Hüseyin ovaya
En önde bir kır at
Kır at üstünde bir ufak adam
Yüreği ateş parçası

Uçarken atlılar,
Havalandı keklik sürüleri
Havalandı tozları
Taki bulutlara yapıştı
Uçarak geçti atlılar
Karadağ’dan Hüseyin ovaya

Pınar başında durdular
Durdu çobanlar,
Durdu koyunlar,kuzular
Kıpırdamadan
Kıpırdayamadan meşeler
Kesildi cümle sesler
Sade hükmüne sual olunmaz su sesi
İnceden bir türkü söyledi pınar
İliklerine kadar ağıt dolu
İndi kır at üstünden
Bir gözü boz yiğit
Bir gerilere karadağa baktı
Birde önündeki Hüseyin ovaya
Korku kan olup şaha kalktı
Çobanların can damarında
Tekmil diz çöktüler
Canlarına af dilediler
İşaret etti eliyle
Kalkın yamacıma gelin diye
Kır atlı bir gözü boz yiğit

Su aldı pınardan
Martinisi sol elinde
Sıvazladı alnını
Sıvazladı doğmamış şafağını
Su aldı çobanların can damarından

Adım dedi
Alimurtaza
Tanıdınız mı beni
Korkunun kılığına büründü ecel
Kan olup dolandı çobanların şah damarında
Uzunca sürdü sessizlik
Sustular
Tekrar sordu kır atlı
Tanıdınız mı
Tanıyamadık bağışla ağam dedi
Çobanların en yaşlı olanı

Kır atına bindi
Bir gözü boz yiğit
Havalandı sağ eli
Uzandı taki bulutlara kadar
Bir avuç yağmur alıp düştü
gövdesinin yanına
Yangına düşmüş gibi
Atlılar uçtu
Karadağdan Hüseyin ovaya

Konuşamadı çobanlar
Sessizce bakıştılar
Kaybolana dek atlılar
Titrek,korkak
Cılız bir ses duyuldu
Çobanların kilitlenmiş,dilinde
Kör dede diyebildiler ancak

Camilide konakladılar o gece
Bir aşiret köyünde
Soluklanırken atlar
Dara durdu cümle talipler
Dualanıp niyaz ettiler
İki adam getirdiler
Dede efendinin önüne
Kavgalıydı bütün horantaları birbiriyle
Sualler sorulup sorgulandılar
Verilecek her cezaya
Ali aşkına eyvallah dediler
Sınır meselesiymiş dava
Bu yüzden vuruşmuşlar köy meydanında
İki kadını dul
Yedi bebeyi öksüz koymuşlar
Düşündü biraz dede efendi
Sonra elini vurup dizine
Ellişer altın dedi
Çocuk ve kadın başına

Namı yürüdü
Dersimden İskilibe
Cem tutup posta oturdu
Haklıdan haksızı ayırdı
Ali murtazaydı adı
Kör dede oldu namı
Zalimlerin,ağaların,beylerin korkusu
Gariplerin son umudu

Yedi ambarını boşaltı devleti Osmaniye’nin
Hane-hane yoksullara dağıttı
Açlara aş,
Başsızlara baş oldu
Elinden bezdi zaptiyeler
Sivas’tan emir getirdiler
Kellesine bin altın dediler
Hem ölüsüne hem dirisine
Pusu kurdu kelle avcıları
Kara ibik deresine
Bin altın için kıydılar
O dağ gibi yiğitlere

Üç yüz atlı ile çevrildi etrafları
Şafağı sürükledi gece
Boynuna taktığı yağlı iple
Kan kokusu aldı toprak
Kırmaşamadı ne kavak nede söğütler

Ateşin başına oturmuştu Alimurtaza
Haydar sultan dualı muskası koynunda
Pususunu kurmuştu hainlik
Gecenin alacakaranlığında
Hemde çerkezin cebindeki bin altına
Son çırpınışlarında meşe közlerinin
Döndü can yoldaşı zalim çavuşa
Kışa dedi evet kışa
Düşsek dersim yoluna
Son kez baksam dağlarına
Göbeğimin düştüğü topraklara
Gideriz dedem dedi zalim çavuş
Ki sözü bitmemiş
Şafak bile sökmemişti
Güneşten önce aydınlandı ibik deresi
Tan vaktini kıskandırırcasına
Yüzlerce kurşun yağdı
Dört yanlarıda sarılmıştı

Güneş küskün doğdu o sabah
Ağır bir kokuyu taşıdı rüzgar
Utancından kızıla boyandı toprak
Aydınlanırken ortalık
Ölülerin başında dolandılar
Araya-araya dede efendiyi buldular
Oracıkta başını gövdesinden ayırdılar

Tezden ulaştı haber
Sivas’a Dersim’e Malatya’ ya kadar
Turnaların kanadında geldi türlü ağıtlar
Sessizce ağladı kadınlar, çocuklar
Ağladı kerpiç duvarlar
Toprak yollar, kağnılar ağladı
Yasa durdu çat ovası Hüseyin ovası
Altı nahiye kırkta köy
Sel olup Çorum meydanına aktı
Meydanın tam ortasına serilmişti
Dede efendinin başsız bedeni
Sıkılıydı sol elinde
Haydar sultan dualı muskası
Sandılar ki ağalar ve beyler
Bu hikaye bitti
Bitmedi,
Bu millet kini sükuta kattı
İşte böyle başladı kurtuluş savaşı

Selim Salmaz
Kayıt Tarihi : 25.1.2007 01:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Haydar Kılıc
    Haydar Kılıc

    Ben Ankaralı'yım Kör Dede Ankara'da da etkinlik göstermiş, O'nun çetesiyle bağlantılı kişiler olmuş, hatta bu kişiler Kalecik'te posta arabasını soymuşlar.Kör Dede bizim köyde de kalmış. İstanbul Osmanlı arşivlerinden aldığım Osmanlıca belgeler var Kör Dede ile ilgili: Osmanlı Anbarlarını boşaltıp halka dağıtması gibi, dilerseniz size yollayabilirim Erdal bey. Siz de benimle Kör Dede hakkında bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim. Bu arada Kemal Tahir'in hangi romanlarında Kör Dede'den sözediliyor?
    E-posta adresim:[email protected]

    Cevap Yaz
  • Haydar Kılıc
    Haydar Kılıc

    Selim bey, yöresel amatör bir araştırma yaparken Kör Dede ismi ile karşılaştım. Osmanlı arşivlerinden aldığım ama henüz Osmanlıca'dan çevrilmemiş Kör Dede ve çetesi ile ilgili belgeler var. Örneğin Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara Hükümeti'nin Hacı Bektaş Postu'ndan Kör Dede'nin aşiret köylerinde barınamamasının sağlanması için yardım isteği var. Kör Dede hakkında kitap ya da bilgi varsa paylaşırsanız sevinirim.
    İletişim için e-posta adresim:[email protected]
    Saygılar..

    Cevap Yaz
  • Erdal Şahin
    Erdal Şahin

    Kör Dede efsanesini ilk duyduğumda, onunla ilgili daha çok ilgi edinmem gerektiğini düşündüm. Çünkü onun hikayesi köyümün de içinde bulunduğu Çorum- Alaca-Mecitözü arasındaki bölgede geçiyordu. Kemal Tahir romanlarında adeta efsaneleştirdiği Kör Dede onu genç kuşaklara aktarmak gerektirdiğini düşündürdü bana. Ancak derme çatma bilgiler yerine biraz da otobiyografik bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bir romancı olarak doğup büyüdüğüm topraklarda bir devre imzasını atmış bir kişiliği araştırmaya koyuldum. Şiir gerçekten bir destan havasında. Duygular ve tahliller şirin içine ustaca yerleştirilmiş. Bu konuda bilgisi olanların benimle irtibata geçmesini dilerim. Erdal Şahin

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Selim Salmaz