Trenler gelip geçiyor
usumun uzayan raylarında lanetli
sancısını bırakıp yorgun anıların
ağır bir ağrıyı taşıyor bedenime yıllar
görmüyor gözlerimdeki ölü boşluğu gelip geçen trenler
kalbimin sızısında gam
dilimin yakarışında yapraklar ürperiyor
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Tebrikler üstat ellerinize şiir coşkulu yüreğinize sağlık kaleminiz daim gönlünüz güzelliklerde dolu olsun böyle güzel bir şiir yazdığınız için tebrik ederim
Nuri Can :) Ustadimizin yuregine saglik guzellikler onu bulsun muhtesem guzeldi LISTEMDE
Yaralıyım
sırtımda bin paslı bıçak
yavrusu vurulmuş bir ceylanın bakışları kanatıyor yüreğimi
melanet yağmurları iniyor üzerime
suların buz kestiği yerdeyim
rüzgarın acı estiği yerde
bilmem kaç bin yıl ateş aktı toprağıma
kaç bin yıl mevsimsiz kar düştü dağıma
geceler ayaz, geceler soğuk
zamana ve ihanete başkaldıracak gücüm de kalmadı
uçurumların ve karakışların koynunda öylesine yorgunum…
Şimdi her gece düşüyorum uçurumlardan
üşüyorum
yüreğine tutunduğum bunu bilmiyor
dönmeze vurdu yolunu
gitti geri dönmüyor…
Dalları tutuşmuş bir ormanda
aşka yazdığım bütün dizeleri yakıyorum şimdi
bütün umutları terkediyorum baharlardan ödünç aldığım
gençliğim yarım kalmış bir şiir değil miydi zaten?
ve kanayan bir kalem değil miydi kalbim,
hüzünden sözcükler düşüren defter sayfalarına..
Bırak ömrümün bütün dallarını silkelesin hayat
hayat ki, herkese bir şeyler sundu
kimine para, kimine mutluluk
bana yalnızca acı verdi
siyahlar giyindirdi
kıyâma durdu her sarıldığımda
hıçkırığa boğdu hayallerimi
göstermeden yaralarımı kimselere
teslim aldı ömrümün en güzel yıllarını…
Nuri Can :) Ustadimizin yuregine saglik guzellikler onu bulsun muhtesem guzeldi LISTEMDE
Yaralıyım
sırtımda bin paslı bıçak
yavrusu vurulmuş bir ceylanın bakışları kanatıyor yüreğimi
melanet yağmurları iniyor üzerime
suların buz kestiği yerdeyim
rüzgarın acı estiği yerde
bilmem kaç bin yıl ateş aktı toprağıma
kaç bin yıl mevsimsiz kar düştü dağıma
geceler ayaz, geceler soğuk
zamana ve ihanete başkaldıracak gücüm de kalmadı
uçurumların ve karakışların koynunda öylesine yorgunum…
Şimdi her gece düşüyorum uçurumlardan
üşüyorum
yüreğine tutunduğum bunu bilmiyor
dönmeze vurdu yolunu
gitti geri dönmüyor…
Dalları tutuşmuş bir ormanda
aşka yazdığım bütün dizeleri yakıyorum şimdi
bütün umutları terkediyorum baharlardan ödünç aldığım
gençliğim yarım kalmış bir şiir değil miydi zaten?
ve kanayan bir kalem değil miydi kalbim,
hüzünden sözcükler düşüren defter sayfalarına..
Bırak ömrümün bütün dallarını silkelesin hayat
hayat ki, herkese bir şeyler sundu
kimine para, kimine mutluluk
bana yalnızca acı verdi
siyahlar giyindirdi
kıyâma durdu her sarıldığımda
hıçkırığa boğdu hayallerimi
göstermeden yaralarımı kimselere
teslim aldı ömrümün en güzel yıllarını…
yürek ve kalem sesiniz hiç susmasın şair,harika bir şiir okudum.kutlarım
sevgiyle kalın e mi
Muhtesemdi Ustadim yuregine saglik yasayanlar daha iyi anlar :) herseyin gonlunuzce olmasi dileklerimle saygilar
Muhtesemdi Ustadim yuregine saglik yasayanlar daha iyi anlar :) herseyin gonlunuzce olmasi dileklerimle saygilar
SÜRÜKLEYİCİ VE SANAT ADINA MÜKEMMEL DİYEBİLECEĞİM NADİDE BİR ŞİİRDİ..TEBRİKLER KALEMİNİZE SELAM VE DUALARIMLA
***Güz geldi yine gelmedi beklediğim tren
yoruldum bunca ağrıyı taşımaktan
sevgiye tanımlar aramaktan
yalan kokan bir dünyada,
bir derviş gibi yaşamaktan yoruldum
yoruldu yüreğim, beynim, dilim, ellerim, gözlerim***
okuduğum kelimelerin derinliğinde..şiir tadındayım..
şiiri seviyorum...yazsam roman olur dediğimiz yaşanmışlıkları en derin sözcüklerle özetliyor ya..işte bundan seviyorum şiiri...kalakaldım karşısında bu güzelliğin...tşk.ler...
tampuan..+...antj...
Yüreğimi yaka yaka okudum, okudum...ve sildim yüreğimin damlalarını gözlerimden. Şair, nasıl yakıldı yüreğin ki bunca beklemektesin? Şair, o nasıl bir oyyy çekiş ki Kerem ile Ferhat baş gösterdi kabrinden... Nice gönüllrin yarasını dile getiren kaleminiz daim, yüreğiniz ferah olsun... Bilin ki sevmenin güzelliğini tadabilmenin hazzı, tüm acıların merhemidir. Saygı ile...
M
U
H
T
E
Ş
E
M
VE MÜKEMMEL BİR ÇALIŞMA...
YORUMLARI AŞAN BİR ŞİİR.
Yürekten kutlamak kalıyor bana.
Tam Puan + Ant.
Selam ve sevgilerimle...
Nafi Çelik
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta