suskun saatlerin izi kalır gözlerinde
yıldızların rengini içen tumturaklı gecelerde
hüzünse ruhunun çalkantılı yıkımında arı kovanı
ıslak zemin kayganlığına benzer umut unutma
asıldıkça omuzuna bastıkça üzerine
kayar gidersin yalnızlığın
göbeğine
gölge duvarlarında
istemediğin kalabalıklar çoğalır
susuzluğun artar tutkunun küf çiçeklerinde
çılgın obruklar gibi yutar zaman her şeyi
kendi içinde boğulursun sığ dalgalarda kör dalgıçlar gibi
sonra takvimler de uzar gider günler aylar yıllar
öpücük böcekleri gibi kanını somurur
ayrılıklar
küsen çiçekler açtırırsın
kalbinin hayalet bahçelerinde bataklık sinekleri üşüşür
yüzünün nergizlenen lâlelerine güneşler solar dudağında
ölü balıklar yüzer yüzünün telkâri gamzelerinde
yine de aşkı mırıldayan dilinde hep sancılı
ümitler yeşerir
yaşamak elzem bir ihtiyaçtır
ömrün dik yokuşlarından savrulan rüzgâr gibi
toprağa kök salan gövdeler gibi ağaçların gürültülü sessizliğinde
aşk belki de yanı başında görmediğin ağzı öpülmemiş bahardır
avuçlarında hissetmediğin açmayı bekleyen gül’dür
bakmasını bilsene en güzel gönle
akmasını bilsene
12102023
10:00
Kayıt Tarihi : 5.12.2023 09:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!