Sana aşık olduğum mevsimden kardelenler koparıp, yokluğuna
taç yaptım.
Gözüm aydın! Yokluğunu taçlandırdım.
Zaten ne denli çok hak etmişti
huysuz ve sürekli tütün kokan bir adama bu kadar katlanarak.
Yokluğun kadar olamadın...
Yazık!
Bir de kırık aynam var odamda
seni hiç yansıtamadığından kör oldu
o bana değil,
ben ona anlatıyorum artık nasıl göründüğümü.
Sürekli giydiğin hırkam atılı bir köşede
acı çekiyor biliyorum
ama nasıl tedavi edeceğimi bilmiyorum.
Nasıl tedavi edilir ki?
Giyerek mi?
O hâlde giysene beni,
tenine hasretim geçecek kadar
acım dinene kadar
tedavi olana kadar...
Sen yokken bahar geldi sevgilim,
soğuk aylarda buğulu nefesinin çarptığı ağaçlar çiçekler açtı.
Dallarına konan kırlangıçlar
onlara bizi anlatıyor, neşeli neşeli.
Kırlangıçlar bile seni hatırlıyorken, ben nasıl unutayım?
Senden sonra hiç uyuyamadım, hep uyuyakaldım...
Alacağın olsun!
Kim bilir şimdi kelimelerin kime iyi geceler,
benim gecelerim iyi değilken.
Hangi teni hamak yaptı saçların,
benim saçlarım gitgide kırılırken.
Sen benimken eşsizdin ama benden uzaklaştıkça herkes sen.
Bir dilenci, senin ses tonunla cebimdeki bozukluklara talip oluyor.
Usulca yanıma yaklaşan bir sokak kedisi,
senin gibi bakıyor gözlerimin içine.
Affetmeyeceğim seni,
sende göremediğim sürece...
Kayıt Tarihi : 20.12.2020 12:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!