Kor ateş acı
Gölgeler koridorlarda…
Yarı acımaklı,yarı alaycı!
Anlamlı anlamsız şekiller…
Tükenişe uçan kuşun:
Ürkek uçuşu!
Ateşten gömlek,
Çember daralıyor..
Gece kuşu feryat ediyor!
Gece amma ne gece…
Fırtınalı ve zifiri karanlık!
Görüyorum gece olduğunu,
Zalim fırtına ansısın,
Soldurdu bakışlarımı:
Güller açan günlerimi…
Güçsüz adımlarla arıyorum!
Yazgım soluk almadan,
Çıkıyor merdiveni!
Lime,lime ediyor beni;
Hıncını çıkarmış gibi:
Kor ateş acı …
Morfinli serum şişeleri!
Kayıt Tarihi : 3.4.2007 00:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgi hemşirenin nöbeti! Hayat bir dram, bizler ise o oyunun oyuncuları,yeri geldiğinde mutluluğu,yeri geldiğinde mutsuzluğu oynarız. Bu oyunun içinde istesek de istemesek de rol alırız. Umutlarımızla ne hayâller kurarız ne düşler görürüz, tam her şey yolunda giderken, karanlığa düşer ve karanlıktan ürpeririz. Hava Güneşlide olsa korkunun soluğu dondurur havayı…gülleri çok severiz güzel günlerde onu en nadide vazoya koyar zevkle seyrederiz. Eğer bir hastane odasında isen ve de çok hastaysan odana dolan güller dikenleriyle çizer yüreğimizi. O çizgiden kan sızar,sızlarken yüreğimiz, sağlığın ne kadar kıymetli olduğunu o an anlarız: Gök yüzü masmavi Güneş pırıl, pırıl şehrin caddeleri cıvıl,cıvıl.gelmiş mevsimlerin en güzeli. Kışta gelse,baharda gelse dram sahnesinde birileri ya güler ya ağlar. Bu da bana ayrılan sahne. Bu sahnede bende bir oyuncuyum. Kaderimin yazdığı oyunu oynamak için bir hastane odasındayım. Buruk bir gülümseme ile uzun,uzun bakıyorum hayatımın sahnesine.oynadığım rol: trajedimi, yoksa, komedimi olmalı? Hayatı düşüncelerimle yaşanır hale getirmeliyim.yarınlarıma umutl mutluluğu,yeri geldiğinde mutsuzluğu oynarız. Bu oyunun içinde istesek de istemesek de rol alırız. Umutlarımızla ne hayâller kurarız ne düşler görürüz, tam her şey yolunda giderken, karanlığa düşer ve karanlıktan ürpeririz. Hava Güneşlide olsa korkunun soluğu dondurur havayı…gülleri çok severiz güzel günlerde onu en nadide vazoya koyar zevkle seyrederiz. Eğer bir hastane odasında isen ve de çok hastaysan odana dolan güller dikenleriyle çizer yüreğimizi. O çizgiden kan sızar,sızlarken yüreğimiz, sağlığın ne kadar kıymetli olduğunu o an anlarız: Gök yüzü masmavi Güneş pırıl, pırıl şehrin caddeleri cıvıl,cıvıl.gelmiş mevsimlerin en güzeli. Kışta gelse,baharda gelse dram sahnesinde birileri ya güler ya ağlar. Bu da bana ayrılan sahne. Bu sahnede bende bir oyuncuyum. Kaderimin yazdığı oyunu oynamak için bir hastane odasındayım. Buruk bir gülümseme ile uzun,uzun bakıyorum hayatımın sahnesine.oynadığım rol: trajedimi, yoksa, komedimi olmalı? Hayatı düşüncelerimle yaşanır hale getirmeliyim.yarınlarıma umutla bakmalıyım. Bu gün 10 haziran-1999 günlerden Perşembe her sene gülleriyle gelen haziran dikenleriyle gelmiş. Tüm bedenim çeşitli aletlere bağlı; ağır bir kanser ameliyatının ilk dakikaları… gözümü açtığımda,sözcükler dilimin ucuna yığılıyor. Duyduğum acıyı bile dile getiremiyorum. Verilen morfin bile bu acıyı dindiremiyor. Baş ucumdaki hemşire yüzüme dökülen saçları bir eli ile düzeltiyor bir eli ile de yüzüme biriken terleri siliyor hem de bana gülümsüyor sanki annem gibi. Sevgi ve özveri içinde, gözünü kırpmadan bütün gece bebeğinin başında bekleyen anne şev katında beni devamlı esertip beseriyor.hiç of demeden devamlı tebessüm ediyor.profili o kadar hoş ki sıcacık, onun bu sıcaklığı ile acımın dindiğini his ediyorum.bu güzellikler onun meslek aşkımı? Yoksa onun asil ruhumu dur? onun ismini bile hâla bilmiyorum. Çünkü, düşüncemi toplayıp soramamıştım. Benim nazarımda onun ismi olsa, olsa “SEVGİDİR “ onun için bu şev kat yumağını bu isimle yâd ediyoruri ya güler ya ağlar. Bu da bana ayrılan sahne. Bu sahnede bende bir oyuncuyum. Kaderimin yazdığı oyunu oynamak için bir hastane odasındayım. Buruk bir gülümseme ile uzun,uzun bakıyorum hayatımın sahnesine.oynadığım rol: trajedimi, yoksa, komedimi olmalı? Hayatı düşüncelerimle yaşanır hale getirmeliyim.yarınlarıma umutla bakmalıyım. Bu gün 10 haziran-1999 günlerden Perşembe her sene gülleriyle gelen haziran dikenleriyle gelmiş. Tüm bedenim çeşitli aletlere bağlı; ağır bir kanser ameliyatının ilk dakikaları… gözümü açtığımda,sözcükler dilimin ucuna yığılıyor. Duyduğum acıyı bile dile getiremiyorum. Verilen morfin bile bu acıyı dindiremiyor. Baş ucumdaki hemşire yüzüme dökülen saçları bir eli ile düzeltiyor bir eli ile de yüzüme biriken terleri siliyor hem de bana gülümsüyor sanki annem gibi. Sevgi ve özveri içinde, gözünü kırpmadan bütün gece bebeğinin başında bekleyen anne şev katında beni devamlı esertip beseriyor.hiç of demeden devamlı tebessüm ediyor.profili o kadar hoş ki sıcacık, onun bu sıcaklığı ile acımın dindiğini his ediyorum.bu güzellikler onun meslek aşkımı? Yoksa onun asil ruhumu dur? onun ismini bile hâla bilmiyorum. Çünkü, düşüncemi toplayıp soramamıştım. Benim nazarımda onun ismi olsa, olsa “SEVGİDİR “ onun için bu şev kat yumağını bu isimle yâd ediyorum.Çünkü terbiyeli davranışı nazik,hareketleri beni acılarımdan ayırmış,ruhuma elâstikiyet vermiş beni hayata yöneltmişti. Terbiyeli davranışlar, nazik kelimeler gönüle ruha,silinmez izler bırakır, Gelen günün ilk ışıkları ile sevgi hemşirenin nöbeti bittti. Yerine gelen sadece bir hemşireydi. Sevgi dünyasında yaşayan tüm sevgi hemşirelere selâmlar olsun-
TÜM YORUMLAR (1)