kuşun kanadını gördüm suyun içinde
karıncanın tül ayağını
seni tütsülenmiş kumda düşündüm
bir yonga buldum nuh tufanından
balıkların geniş alnını
yosunlarda sesin ahdini buldum
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Köz komamış ateşinden bize o adam... Demişti ismet özel bir şiirinde..
Gececil Kuşların Ürkmediği Aydınlık...
İsimli şiirinde..
İnsan tanrısal olanı merak ediyor... İnsan tanrısal olanı tahayyül ediyor... İnsan ve tanrı arası sinyalleri yakalamak istiyor insan... Ateşin suyun toprağın rüzgarın getirdiği sinyallerin sonsuz denkleminde yaşamak denilen şeye anlam katmak istiyor.. Anlamı kutsuyor...kutsadıkça ulaşılamaz kılıyor anlamı.. Hazzın zevkin keyfin şiirini yazıyor ateşin anlarda.. Merhametin şefkatin okşayışın haki rengi baskın geliyor kimi zaman.. Haki yani topraksal renk.. Ab ı devran olduğunda bağışlayıcılık , alçak gönüllülük şiirleri oluyor içimizde.. Ab I devran dediğimiz demler yani gönlümüzün su burcunda olduğu zamanlar yani... Sonra rüzgar hali var gönlümüzün.. Esiş şiddetine göre değişen duygular var o zaman şiirlerde.. Fırtına karayel meltem alize bora bad ı saba
İnsan yanar.. İnsan savrulur.. İnsan akar.. İnsan ayakta durur.. Ve bu hallerin şiirlerini yazar insan..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta