Kopya... Şiiri - Mehmet Çoban

Birey, başka birey olmaya çalıştığı müddetçe kendisi değildir. Toplum, başka toplum olmaya çalıştığı müddetçe kendisi değildir. Ne yazık ki, ülkemiz batıcılık tutkularıyla, Osmanlı döneminden itibaren başlayan ve Cumhuriyet devriyle ateşlenip yürünen yolda, artık ne batılı olduk, ne de kendimiz olabildik. Belki bundan yüz yıl sonra, dünyanın ve ülkemizin şartları değiştiğinde, Anadolu’nun insanları kendilerini batılılaşma yoluyla batıya kurban eden bütün yöneticileri, aydınları ve batı taraflılarını vicdanlarında yargılayacaklardır. Bir toplumun yok edilmesi için çağdaş asimilasyon sayılacak politikaların uygulanması, kendini düşünen toplumlarda mümkün değildir. Ne var ki, Anadolu halkı, batı düşünce ve yaşam tarzıyla asimilasyona uğratılmaktadır. II. Mahmut’tan itibaren başlayan batıya yöneliş, ülkemiz aydınlarının, politikacılarının kendilerini beğenmeme, batılı olma istek ve arzularıyla, halkın geleceği ile oynamaları, yarınlarda tarihin en büyük ihaneti olarak karşımıza çıkacaktır. Bireysel ve toplumsal kimlik bulma aşamalarında, en basit yol olan batıyı kopyacılığın, çağdaşlık ve modernlik olarak vurgulanması, sanıyorum son yüzyılın en büyük ihaneti olsa gerektir. Devletin belli kurumlarıyla, halka rağmen oluşturulmaya çalışılan, batı tipi düşünme ve yaşama tarzının kazandırılması, siyasi, kültürel, ekonomik işgalin Anadolu topraklarında halen sürdüğünün kanıtı olsa gerektir. Yarının Anadolu çocukları, batıya karşı en büyük kurtuluş savaşını her alanda vermek zorunda kaldıklarında, geriye bakarak ülkeyi bu hale getirenleri tarihin karanlıklarına gömeceklerdir.. Bu gün AB birliğine katılım sürecinin hızlandırılması, Osmanlı’da başlayan ülkenin zayıflatılması, bölünmesi, kültürel, siyasi, ekonomik işgal altına alınması, o günden bu yana gerçekleşerek son nokta konmak istenmektedir. Son nokta konduğunda, artık Anadolu halklarının, batı içinde korkunç bir asimilasyona tabi tutulacağı, dinsel, etnik, kültürel varlıklarının tamamıyla işgal edileceği aşikârdır. Kopyacılığa, bireysel ve grupsal çıkarlar açısından bakanlar, bütün Anadolu halkının geleceğini batıya teslim etmektedirler. İnandıkları İslam dinini, Anadolu’nun kültürel ve ekonomik değerlerini umursamayanlar, batıyı taklit, kopya yolunda kendilerinden emin yürümektedirler. Onlar için sanki batının içinde olmak, bu yolda dinlerini terk etmek, ülkenin ekonomik çıkarlarını batının çıkarlarına sunmak erdemlilik sorunu olmasa gerekir. Hâlbuki ancak dinlerine, yaşadığı ülkenin değerlerine sahip çıkanlar gerçekten Anadolu’nun kurtuluşu için savaşabileceklerdir. Düşünceleri ve yaşamları batının güdümüne girmiş olanların, Anadolu’nun gerçekten kurtuluşunda olabileceklerini düşünmek hayaldir. Onlar zaten bir an önce, ülkeyi batıya teslim etmenin politikalarını üretmektedirler. Kurtuluş insanların asıl kimliğine ulaşmasıyla başarılabilinir. Asıl olmak, inanıyorum dediğin dini bilmek. Ona göre düşünüp yaşamaktır. Ülkenin değerlerine sahip çıkmaktır. Hâlbuki bir ülkeyi işgal etmek isteyenler, işgal edecekleri ülkelerde önce kendi kopyalarını yaratırlar. Sonra işgal edecekleri ülkeyi kendi kopyaları yapmak isterler. Batı dünyası, gerek Osmanlı döneminde, gerekse Cumhuriyet döneminde, Anadolu’yu işgal edebilecek yeterlilikte kopyalarını yaratmıştır. Zaten şu anda, ülkenin üst sınıfı, batı tipi düşünme ve yaşama görüntüsüyle, batının kopyasıdır.