*
Evde ne kadar ıvır zıvır şey varsa toplamış, günlerdir mutfakta büyük kuzinede yakmıştı. Hem odanın soğuğunu kırmada işe yaramıştı bunlar hem de sobanın üzerinde dem tutturduğu çay... hem de iki kaşık çorbasını pişirmesi için... Bir müddet böyle idare etmişti.
**
Ürkek adımlarla ilerledi, sonra bir anda kendine geldi. Şimdiye kadar kimseye el açmamıştı. Boynunu bükmek ona yakışmazdı. Bütün tabulara, kocasız kadını ikinci el mal olarak gören düşüncelere ve olmayan şerefiyle giden Salih’e inat ayakta duracaktı. Niye saklamıştı ki… önce göğüslerinin arasındaki mektubu çıkardı bütün gücüyle nerdeyse bin parçaya böldü. Ve orda bulunan insanların hayret dolu bakışları arasında havaya fırlattı. Etrafa yayılan kâğıt parçalarından çıkan sesten kendisi bile titredi, taş olsa bu kadar ses çıkarmazdı. Annesi kadar olamadığına hayıflandı.
***
Zeliha’nın iyiden iyiye tepesi atmaya başlamıştı. Bunca sene yaşadığı kocasının, evi terk etmesini fırsat bilen biri, yaşadığı zorlukları da bilen biri olmalıydı. -Hasbinallah!
Başındaki örtüsünü çekiştire çekiştire kapıyı tekrar üstüne çekti. Mahalle arasından söylenerek giderken, komşu bahçelerde bir grup kadının kasalarca balık temizlediğini gördü. Selam verdi…
-Zeliha!
kız gel şu işin ucundan sen de tut akşama kadar yetişecek bunlar…
****
İçinden geçenler neler nelerdi. Ne var ki bir köşede Remziye yengeyi gördüğünde her şeyde bir hayır vardır düşüncesiyle bahçe kapısından içeri seğirtti. Ökkeş kaptanın karısı Remziye yengeyi severdi. Kaptanı da bu kasabada tanımayan yoktu. Babacan haliyle, herkese yardım elini uzatan bir adamdı. Hanımı da öyle hani tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş hesabı.
’’İki güzel insanı bir araya getirmiş rabbim’’ dedi selam verirken kadınlara...”Gel kızım” dedi Remziye yenge,” altına bir tabure çek.” Bu, yeni açılan balıkçı lokantasından geldi. Yeni iş kapısı işte bizi de düşünmüşler. Şu gördüğün iki kasa balığı da bize ayırmışlar aramızda paylaşacağız sen de sebeplenirsin evladım…
*****
Zeliha, şimdiye kadar ağzını bozmamıştı. Bundan sonra da kolay kolay bozmazdı. Bozmayacaktı. Kenar mahallede oturuyor olabilirdi. Cahil Salih'le yıllarca aynı çatı altında kalmış, onun olmadık küfürlerine, ağza alınmayacak edepsizliklerine göz yummuş olabilirdi. Ona uymadığına göre elin adamlarına niye uysun.
Her fırsatta okur, yalnız kaldığında kendince bir şeyler karalardı. Belki de kendini kötülüklerden sıyırmanın yolunu bu şekilde bulmuştu.
******
Hakaret denilen şey de eve ekmek getirmekten aciz, akşam körkütük sarhoş küfe içinde getirilen Salih'e bir tas suyu kafasından aşağı boca etmesinden başka bir şey değildi işte. Yere iki doksan serilen adamı uyansın diye.
*******
İçeri girerken sabahtan beri orada duran mektubu aldı, içeri geçti. Sarı bir zarftı bu, sinirden nasıl da dikkat etmemişti. Kenarından dikkatlice açtı. Mahkeme celbi! Bir müddet dimdik kalakaldı. Dışarıdan odanın ortasına pervasızca düşen sokak lambasının ışığı bile fazla gelmeye başlamıştı.
********
Bu kadarına dayanamazdı artık. Bir akşamda bu kadar yükü kaldıramazdı. Sedire attı kendini. Bütün bir günün verdiği sıkıntı, gelen mektuplar, aldığı haber... Üstelik uzun zamandır görmediği Salih'i görecekti belki. Boşanma kâğıdı masanın üstünde duruyordu. Kırmızı, sarı zarflar telefondan karakola çağrılışı... Boğazına düğümlenen sıkışmış koca bir dağın patlaması gibi bir sesle hıçkırmaya başladı. Ağlıyordu. Hiç ağlamadığı kadar… Kendi sıkıntısı yetmiyormuş gibi karşına dikilen mektuplar, adamlar, başka, başka, başka...
”Yeter.'” dedi '”yeter! ...”
*********
Korku!
Kimden korkuyordu? Korkunun kokusunun üzerine sinmesine müsaade edemezdi. Tanımadığı bilmediği birinin kendine bu kadar kin ve öfkeyle bakmasına anlam veremedi. Başını dikleştirdi. Soran sorgulayan bir bakışla komisere döndü “Bu kadar demek, sadece bu kadar. Bütün bir ömrümü alacak kadar korku yaşattınız bana... Her şeyi öğrenmek istiyorum.”
En yakın sandalyeye oturdu.
Kayıt Tarihi : 26.7.2009 13:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yeniyazı fanzinde / yayımlandı ................................................ toplu öykü çalışmasında bende kalanlar...
![Ayşe Keskin](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/07/26/kopuk-sahneler.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)