/Isırılmış dudağım hayal melal bakarken
Bu yüzden mosmor çıkmış “Köprü Altı” İstanbul
Baş köşede sigaram gelip geçen yakarken
Tabloda neden yoksun, var diyorsan ara, bul… /
Ne çabuk geçti zaman
Bir otobüs dolusu karanlıkta
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Çok derin mevzular var bu şiirde, kalem usta olunca okuru düşündürmeyi başarıyor. Tebrikler Mustafa bey, felsefesi olan şiirleri çok beğenirim ama bu şiir benim algılarıma oldukça büyük. Gönlümden kutluyor, iyi tatiller diliyorum, ne kadar iyi olabilirsek artık; ama ferah günler yakında hissediyorum baki selamlar.
vay vay vay!!!Gözlerimi kapadım oradayım demek geldi içimden :)
Hep yedekte bırakmıştık türklüğümüzü ve bu sözlerin yanına güzel bir anlatım gayet şık sırada olmayan rutin olmayan...
Tabiri caizse 'pehlivan Tefrikası' gibi upuzun şiirlerden :)))
çok çok çok derece manalı bir konuma gelmiş bu şiir,,yani bir bu kadar daha uzasa okunurdu...
Hikaye şiir tarzına çok güzel bir örnek.Şiiri okurken sanki seni dinledim..
Yürekten kutluyorum Mustafa abimi saygılar sunuyorum alıp gideyim şiiri :)
'Sevdasının sevdaya benzemediğini' haykıran şairin 'İstanbul'a ayırdığı' sevdasının şiiri.
İçinde çok başka derinlikler de barındıran, bir yanıyla İstanbul kokan, diğer yandan hesapsız sevdayla hesaplaşan harika bir şiir okudum.
Kutluyorum Hocam.
Saygılarımla.
Müjdat Bilgin
İstanbul ve aşk...tam da bu sözün bittiği yer...verdik mi hele elele...lakin bu şiirde acı var...İstanbul hatırasının unutulmayan 30 yıllık hatırası ...her bir mısrası bir şiire değer nitelikte muhteşem bir ustakıl eseri...sonsuz saygılarımla..kabulbuyurursanınz bir tam puanda benden...ant...
Şiiri okuyup öyküsüne geldiğimde aklımdan geçenlerin orada yazıldığını görüyorum. İstanbullu olmadığım halde kendimce bu güzel şehre yazdıklarım vardı şiir niyetine. Onlar benim İstanbul hatıralarımdı. Askerliğimi bu koca şehirde yapmama rağmen askerlikle ilişkili olarak pek fazla hatırladığım bir şey yok. Beşiktaş İskelesinden Üsküdar’a geçen deniz araçları, Marmara’nın suları, Galata, Haliç köprüleri, bu köprülerden sulara sallanan boş ya da bir balığın çırpınışla çekilen oltalar geliyor gözlerimin önüne.
İstanbul sadece bizlerin değil, dışarıdaki pek çok insanın siyasi anlamda gözünün olduğu yer. Anadolu’ya Avrupa’dan geçişin köprüsü İstanbul. Aslında birileri için ilk ele geçirilmesi gereken zenginliğin kendisi İstanbul. Küresel anlamda çok çok değerli… Bunları, geçmişte ve günümüzde yaşanan memleket kuşatmalarını aklımızda canlandırdığımızda yalın çıplaklığıyla duran gerçekleri görme durumunda kalıyoruz. Vatan sevgisinin nerelere uzandığını, sorumluluklarımızı hatırlıyoruz. Derin uykulardan uyanmamız gerektiğini görüyoruz.
Bir otobüs yolculuğu sırasında gördüklerimiz ya da yolculuk sonrası bir camın arkasında aklımızı kurcalayanları hatırlayışımız şiire nasıl da acıyla düşmüş. Şiirdeki yolculuk aslında Orta Asya’dan başlamıştı. Ve Anadolu’dan Avrupa’ya uzanıyordu. Osmanlı’dan Cumhuriyetimize uzanan bir tarih seyahatiydi ve seyyahın gözünde memleketinden başka bir şey yoktu. Şiirde bu dünyadaki dünyalarımız ve öbür dünyaya taşıyacağımız veballerimiz vardı. Bir millet olmanın onurunun terk edilişine, asıl ve asil kişiliğimizin hep “yedekte tutulmasına” itiraz ve isyan vardı. Bunun yedekte değil hayatta olması, tüm benliğimizle bunu yaşamamız gerektiğini anlama vakti çoktan gelmişti.
Vatan sevgisinin olmadığı yerde hangi sevda anlamlı olabilirdi ki. Ya da oraya buraya, farklı yerlere bakanlardan “biz” olma olasılığı olabilir miydi? Biz olamadıktan sonra birbirimize benzerliğimizden söz edebilir miydik hiç…
Okurunu büyüleyici masalsı bir dille, sevgilerin içinden tarih sayfalarında yolculuk yaptıran usta kalemi kutlamak yeterli midir, bilemiyorum. Şair yüreğinizin içtenliği ve kaleminizin gücü hiç eksilmesin Mustafa Hocam. Saygılarımla.
'Yukarıdan bir olta sallandı düşünceli maviye
Ucundan sen sallandın
Bir de yarım karpuz arz-ı endam eyledi
Dalganın ucunda kan kırmızı hediye
Martılar neden bu kadar sessiz hiç anlamadım
“Oltaya takıldı/k İki Gözüm”
İçimden geçiverdi işte o anda
“Bir istavrit kadar mıydı hükmü sözüm? ”
Martıyla sarmaş dolaş olup, onlar da sallandı
Sonra Galata Köprüsü
Sonra telefondaki sesin
Saatimde göz ucu sabırla geçen “ömür törpüsü”
Gelecektin nasılsa kesin
Gelip geçen vapurlardan
Otuz küsur yıl öncesine selamım sallandı
Hülasa vakit ikindiye sarkmışken
Güneşin ucundan
İstanbul da sallandı…
Bakışlarım Karaköy Rıhtımı’nda
İstanbul belki beni tanır da
Ben nerden bileyim Kadıköy’ü
Garsonun neremden etkilendiğini nerden bileyim
Aramızda kaş/göz arası bir garip büyü
Çaylar gelip gidiyor “şirketten abi” diyor
Her renk ve desenden insanlar gelip gidiyor
Oltalar daha sık atılır oldu
“Oltaya takıldık ya İki Gözüm…! ”'
Şiiriniz bilgi ve sabırla kaleme alınmış bir şiir. Ne kadar emek ve o kadar güzel ve anlamlı bir şiir olmuş. Yahya Kemal Beyatlı bir şiirini 4 yılda yazmış. Nazım Hikmetin ilk şiirini Yahya Kemal Beyatlı düzenlemiştir. Ben de sizin tarzınızı benimsiyorum. Selamlar, kutluyorum Hocam.
emeğine yüreğine sağlık tebriklerle
Evet, İstanbul misafirini böyle ağırlar aşağı yukarı.
Dedim ama bir şeyi eklemeden olmaz. O da misafirlerini ağırlarkenki ikramlarının lezzetini, tadını ancak bu tadlardan haberdar olan anlar.
Hakkını verebilmek gerek.
Sn Bay işte bunu yapmış. Eşsiz güzellikteki bu şiiriyle...
Çok güzel gerçekten. yürekten kutluyorum.
Tam puanla listemde.
Saygıyla...
hayat gönlünüzce olsun sayın hocam
şiirlerinizin bir kısmını okudum
diğerlerinide okuyacağım saygılarımla
'Ne sevdamız sevdaya benzer,
Ne de biz bize'
...............................................Çırpınırdı Karadeniz Bakıp Türk'ün bayrağına'...çıplak bir kadının ayakları değiyordu, balıkçıların ağına.... Kucağında emzirdiği binlerce asırlık İstanbul.... Hey gidi geçmiş günler hey... yan, dön ara, bulabilirsen bul!...Kuşku, insan, sevda ve yaşam... Sen koskoca İstanbul'sun ah benim kalantor paşam... Seneler, seneler önceydi... Köprü altında biz... Sarardı geçen zaman gibi.. 'İstanbul Hatırası' olarak çekilen eski resimlerimiz. Beğeniyle okudum Tam puan+ant. Başarılar...
Bu şiir ile ilgili 61 tane yorum bulunmakta