Kopma Noktası Şiiri - Aynur Uluç

Aynur Uluç
498

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Kopma Noktası

Hayat birbirini takip eden süreçlerden oluşur usul usul. Bazen belirgin olmaz geçişler. Sakin bir şekilde yürürken karşımıza tek tek çıkan engelleri göğüslemek daha kolaydır. Kendimiz bile anlamadan yaşar geçeriz çoğu kez, günün getirdiği konu diye düşünüp. Bir de, belirgin kopma süreçleri vardır yaşamda. Bir annenin şefkâtle yavrusuna sunduğu memesini gün gelip bebeğinden ayırmaya karar verişi peşi sıra yaşananlarda olduğu gibi. Meme başına biber sürülür. Saç telleri dolanır iğrenç görünsün diye. “Öcü” denir, karalanır, saklanır meme. Bebek anlamaz olan biteni. Düne kadar ağzını şapırtada şapırtada keyifle emdiği yumuşak doku, birden ötelemesi gereken bir şey olup çıkmıştır. Onu hâlâ istiyor oluşu ise, suç kapsamına girivermiştir birden.

Oysa en çok kendisi için gereklidir, bu ayrılık. Bedeni bir dünya dolusu yemişe “merhaba” diyebilsin, damağı farklı lezzetlerle tanışabilsin diyedir. Öte yandan anne de kıvranır için için. Sanki aradaki organik bağ kopuyor gibidir. O güne dek bedeniyle şekil verdiği yavrusu, onsuz beslenecektir artık. Bir yandan biberleri sürer memesine, bir yandan da mutluluk duyar gizli gizli bu ardı arkası kesilmeyen talepten.

Gün gelir, kopar bebek memeden. Aramaz olur annesinin süt deposunu… Ancak hâlâ sever onu. Hâlâ ihtiyaç duyar bebek anneye, anne bebeğe. Kına gecelerinde boşa ağlanılır yani, dolu dizgin. Boş yere üzülünür diploma törenlerinde. Ama o anda zordur işte, salıvermekle bırakmamak isteğinin arasındaki yaman çelişki. Özgürce uçmak isterken kuş, havadan yuvaya bakışın yürekteki izi…

Zordur kopma noktaları; geçmiş gelecek düşünmeden, o anda yaşanırken…

Aynur Uluç
Kayıt Tarihi : 24.1.2009 22:57:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    kopuşlar..

    Yaşamsal kopuşlar ve yaşamın ötesine kopuşlar..Hatta yaşamın ve ötesinin dışına doğru kopuşlar..

    Bir ideolojiden kopuş mesela..

    Yürek elbet acıyor esvap değiştirirken, dediği hal şairin...

    Bir ideolojiden olmak bir kasabadan olmak gibi bir rahatlık verirdi oysa..

    Kasabın, berberin,bakkalın, manavın ,demircinin yeri bellidir kasabada..

    Bir servinin gölgesiyle serinlettiği çay bahçesinin yerini bilir zihninizin içindeki yerleşik harita..

    O servinin altında içtiğiniz çay bardağının ve bardak altının yerini bilirsiniz bir kasabada..

    Zihniniz bir konforla donanmıştır orada mekan ve zaman yönünden..

    İdeolojilerden kopuş, işte böyle bir kasabadan kopuştur..

    Ama kasaba daima kalır aklınızda...

    En sarsıcı kopuşları, zihnimizin alışılmışlığını terkedişimizde ,ezberimizin bozulmuşluğunda yaşarız

    Evren, nice yeni bir kurgular ile yeniden var olur ve yeniden yıkılır elbet ,ardımızda kalan boşalttığımız kasabaların hüznü dolar yaşam ötesine götürülmek üzere bedenimize

    Diyerek koptum gittim işte...




    Cevap Yaz
  • Ramazan Topoğlu
    Ramazan Topoğlu

    Nereden aklınıza geldi:)
    Kopma noktası sırası gelince bir başka ekleme noktası ve çoğalma başlıyor.
    Aklıma neler neler geldi.
    Kertenkele kuyruğu bile geldi. Kopunca yeniden büyürmüş. İnsanların elleri kolları da öyle olsaydı keşke. Ancak insanların kuyruğu olsaydı kopma noktasından sonra sadece o yeniden yerine gelirdi herhalde. İşe yaramıyacağı için insanlar da kuyruksuz yaratılmış.

    Sütten keserken bebek biraz aç bırakıldığında verileni yiyecektir zaten. Biber sürmeleri koparma noktasında biraz zalimce geliyor.

    Hayattan kopma noktasına gelene kadar da her yerimize acı biber sürüyorlar ayrı konu.













    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Aynur Uluç