Konuk oldum gaflet ile Konya'ya
Pişman oldum geldiğime dünyaya
Şampuansız soktu beni banyoya
Yıkılası kaldığım o pansiyon
İsmi şöyle: Mevlana'nın Hanesi
Dört yüz lira odaların tanesi
Yoldaş oldu faresiyle kenesi
Bit yuvası kaldığım o pansiyon
Sivrisinek sondaj çaktı sırtımdan
Yakarcalar mangal yaptı etimden
Karıncaya nasip oldu butumdan
Kırklanası kaldığım o pansiyon
Pirelerse hortum saldı kanıma
Karafatma halay kurdu yanıma
Küfrettirdi argo bilmez hanıma
Ah alası kaldığım o pansiyon
Camı açsam sinek dolar kucağa
Kapatırsam dayanılmaz sıcağa
Yaren oldum bin bir türlü böceğe
Yakılası kaldığım o pansiyon
Terletip de sıkıverdi suyumu
Yarılattı kilom ile boyumu
Değiştirdi kırk senelik huyumu
Patlayası kaldığım o pansiyon
Cennet olsa memlekete zarardır
Şu Konya'da bu ne biçim diyardır
Otel değil yeryüzünde mezardır
Çatlayası kaldığım o pansiyon
Karyolası kamyonların takozu
Kahvaltısı duvarların pis tozu
Hiç dolmadan bu eylülün dokuzu
Kapanası kaldığım o pansiyon
Kabus gibi çepeçevre kuşattı
Beni diğer dertlerimden boşattı
Abalı'ya cehennemi yaşattı
Kül olası kaldığım o pansiyon
Kayıt Tarihi : 17.2.2023 11:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Konya'da bir geceliğine konaklamak için -ismi şiir içerisinde- bir pansiyona girdik. Banyosunda şampuanı olmayan, her türlü haşeratın kol gezdiği bir pansiyon... Neticesinde o pansiyonda uyuyamadık ve sabaha karşı arabamıza inip birkaç saat gözlerimizi kapatabildik. (3 Eylül 2022)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!