dudakta uçuktur tanrı
bardakta su
annede meme çocuğa
bir kömür sobasında yanmayı dileyen buz gibi bir eldir
bütün dinlerde kadim bir tapınağa açılan
dalına ömrümüzü bağladığımız
dalına öykümüzü
dalında dilekler uçuşan
gelip dayar gövdesini gövdemize
her kış kabuklarını döküp
her bahar derin uykusundan uyanan ağaçtır
aç bir kemirgendir şüphe
uğuldayan bir tedirginliğe dönüştürür göğü
ardından ufalanan kayalar
sonra çocuklar
sonra kadınlar
sevgililer ve babalar
solgun bir göç topraktan toprağa
yağmur çekilir
gider kuşlar
uzağı sevdiren
olmaza gönül koyduran
kırık ve yenik bütün siyahların tanrısı
hep bir şey olacakmış gibi oluyor
sonra bakıyorsun her şey olmuş,
olmamış bir şey.
yaranın kabuğunu affedememesi
bu kanayış ve kanatışlar.
bir evin penceresinden uzaklara resimler çizenlerin tanrısı
gülmüyorsam hep senden hep senden.
15şubat2016
Sema Enci
Kayıt Tarihi : 29.12.2024 08:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.