Güneş uykuya dalarken
Ufuktan karanlığa kapı açılıyorsa
Yıldızlar geceyi kucaklarken
Ay gökyüzünde parlıyorsa
Gecenin çiği düşüyorsa sabaha
İlk ışıkla buharlaşıp uçuyorsa semaya
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kainatta elbette milim boşluk yoktur. Günümüz teknolojisiyle bu işin öyle olduğu çok net bir şekilde vuzuha kavuşmuştur. Bir gram toprakta ve bir damla suda milyarla bakterinin barındığı ayn-el yakin ve Hak-el yakin bir tarzda anlaşılmıştır. Kainatın sahibi olan yüce Mevla hiç bir şeyde ve hiç bir yerde israfa yer vermemiştir. Bu da bize gösteriyor ki kainatta hiç bir şey tesadüfen olmamış ve hayatları tesadüfen devam etmiyor.Onun içindir ki bu muazzam saltanatın Halık'ı ve Malik'i ve de yöneticisi olan Allah'a ne kadar hamd etsek ve ona ne kadar tazim etsek yine de az gelir.
Reis ateistlere dıss atmış.
Her şey bir düzen içinde olduğunu ve bu düzenin kendi başına olamayacağını anlatıyor yani inançları olmayan insanlar bir da bir boşluk olduğunu söylüyor
Hugo boşluk derken evrendeki düzeni kastettiği çok açık, Bence birdaha ve dikkatlice okuyun...
Son dize vurmuş on ikiden resmen: Anlamaz mı bu evrende boşluk yok..
Kanra dôrt kelimeyi dôrt dakikada yazarsin
victor hugo ne yazmi$ okumadan i$kembeden sallarsin
bosluk var dememi$ ki nicin anlamassin
birkez de daha oku belki gùnahini almayi birakirsin
Victor Hugo yanılmış çok
Bu evrende boşluk yok
Herşey yerli yerinde.
Asla boşluk olmaz
Allah'ın düzeninde
Boşluk dediğiniz yerde hava var okjijen var
Daha yukarlara çıkanlara göre hava değil esir var.
Bizim aklımızda tam tam yok kesir var :)
Hugo'nun boşluk dediği sözlük anlamı ile BOŞ'luksa evrende boşluk var...Evren yani uzay bir boşluk zaten...Yok ama Hugo boşluk derken Evren'de bir düzen olduğuna göre onun bir de SAHİBİ var demek istiyorsa EVET VAR! (Her şey zıt eşi ile çift yaratılmıştır...Doluluk varsa elbet boşluk da var)
Yeşil ot, çepe cevre sarıyorsa
Toprak onu bagrına basıyorsa
Hercanlı bu zamanda yaşıyorsa
Anlamazmı bu evrende boşluk yok
Anlar,
Boşluk yok.
Siz degerli arkadaslar siiri neresinden okudunuz anlamadim bu evrende bosluk var demiyorki :) denge ve duzenden bahsediyor benim anladigim yigidi ôldùrùn hakkini yemeyin bence ,ben hic beyenmedim ayrica nedeni ise sadece fransiz oldugu icin :)
Kurban olayım onun düzenine
Ve herşey yerli yerinde.
Şair'in boşluk dediği
Kendi boşboğazlığından her seferinde
Mevla'm neylerse güzel eyler.
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta