Konuşamamalar Şiiri - Naki Aydoğan

Naki Aydoğan
1318

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Konuşamamalar

Uzun zamandır düşünüp de yazamadığım
Annemle konuşmam
Babamla konuşamam
Kardeşlerimle şöyle böyle konuşmam
Tabu yapıp tabut taşımak değil
Dönüşümü yazmak
Annem bana öğretir ya babam gösterir ya
Sonra benim göstermeye çalışarak öğretmeye kalkmam
Diyaloğa geçmek
Bu konuda ortanca kardeşler daha problemlidir
Abi olarak daha kolay küçük olarak daha hoşgörülüdür.

Annem bir şeyler derde ben acıktığımda, acıktım derdim
Benim çocukluğumda öğrenmek iş değildi açık değildi
Köy yerinde üzüm üzüme baka baka kararırdık, öğrenmeden bilmeye çalışırdık
Herkes akranları arasında konuşurdu
Ne konuşurduk
Yine öğrenmek açık olmadığı için
Laf atılırdı insanların lafları bir birlerine
Köyde birinin tuhaf lafı, insanların garipliklerine tuhaf düşerdi
Köylümün insanları kendi garipliklerini o lafın sahibinin üzerine yığarlardı
Tuhaflık yapan ve garip olan o olurdu
Çok tuhaf olmamak lazımdı maazallah köyün delisi oluverirdi insan
Birde tabi ki köy işleri, köy hanelerinin bir birlerinin tarlalarına hayvanlarının girmesi
Ve köy gençlerin âşık olması
Kızları hemen baş göz etmek
Bizim hanede büyükler babama çok konuşmuşlar babamda çok dolduğundan
Kardeşlerine ve kuzenlerine karşı hırslanmış
Sırtlanmış
Babamla bir şey konuştuğumu hatırlamıyorum
Öykünür bir iş emreder yapmaya çalışırdım
Benim ipim babaanneme bağlıydı
Köyde kuzu ve dana yaymaya gittiğimde arada oyuna daldığımda
Babaannem gözetirdi beni
Çaya gitmişsin naki kargalar söyledi
Başka yok, iş hatırlatmaları işte sadece
Büyükbabam bir kere rafta duran siyah kalın kitabı niçin okumuyorsun naki dedi
Bir şey demedim ama büyükbabam o kitaptan bir hikâye anlatmaya başlardı
Ve anlattığı hikâyeler korkunç olaylara ilişkin olduğu için korkardım her halde
Kitaba yaklaşmazdım hiç

Ben büyüklerimle konuşamadığım için kardeşlerime de bir şey aktaramazdım
Konuşmayı öğrendiysek gazete ve televizyondan öğrenmişizdir
Radyodan, köyde televizyon yoksa radyo vardı çocukluğumda
Radyo dinlediğimizi pek hatırlamıyorum
Teyp ilk hanemize geldiğinde bazı olaylarında başlangıcı olmuştu
Aldatmalara yönelik yanlış doğru anlamalar
Faciaya yol açıyordu köy yerinde
O zamana kadar kanıksanmış yaşanan hikâyeleri ortasından giriyor
Parçalıyordu
Teyp, bir cihazdı ama köy toplum üzerinde olumsuz tesirlere yol açıyordu
Şehirlerde de radyo propaganda aracı olarak kullanılmıyordu
Gazeteler ideolojik ayrışmaya sebep olmuyor muydu?
İnsanlar işiyle ve işinin duygularıyla harmanlanmasıyla açığa çıkan kültürüyle konuşa biliyordu
Gelenek görenekler içinde konuşa bildikleri kadar
Kitle iletişim araçları iletişimsiz gelişen kültürü infilak ettirerek değiştiriyordu
İnsanlar bir dedikoduyu konuşur birde siyasi propagandayı
Okuyan kesimde karşıt fikirleri konuşur
2021’de hemen hemen aynı ve genelde bireylerden çok toplum konuşuyor
Bireylerin, insanların ağzıyla
Yalnız film ve dizilerde toplumsal konuşmalar bireysel konuşmalara yönelik farklılaşıyor
Benimde dikkatimi bu çekti
Anlamaya yönelik aile içi bireylerin konuşmaların evrimine yönelik evrenselliğini düşünmeye başladım

Şimdiki anneler birer ilk öğretmen
Milletimize ilk öğretmen olan Atatürk gibi
Konuşmalar öğrenme çıktısı olarak gelişiyor
Babayla da öyle
Kardeşler arasında ise öğretmen öğrenci çelişmesinde gelişiyor
Ve günümüzde en küçüklerimiz patronluğu ele alarak hazır cevaplar
Tabi diğer taraftan teknolojik ürünler konuşmaları sönümleyerek susturuyor
Kitle iletişim araçları torpillerken günümüzün cep telefonu ve bilgisayar ise susturuyor
Artık mektuplar şiir ve sözler bilgisayar dilinde konuşuyor
Bize çoğu zaman tıklamak kalıyor
Mektup açacaklarını pek gerek kalmadı
Bilgi enformasyon toplum adına gerekirse birey adına konuşuyor
Ve bazen toplumun ve ya bireyin önüne geçerek zamanı an itibariyle kaydırarak
Gündemi alt üst ettiği de oluyor

İnsanların bir biriyle konuşamamasından çok
İnsanların çağın araç gereçlerine sahip olamamasından kaynaklı problemler yaşanıyor
Yani kişisel dilimizden çok toplumsal araç gereçlerin dili daha hâkim gibi hayata
Araç gereçlerimizin üretim ve kullanım devinimiyle araç gereçlerimizi konuşuyoruz
Özel olarak
Resmi olarak spor sanat ve siyasi konuları konuşuyoruz
Bunu da tolum konuşuyor zaten, kanıksanmış şekilleri
Yoksa özgün konuşana pek dikkat çekilmiyor
Sanal âlem toplumu daha çok gerçekten sanala ilginç ve tehlikeli figürleri tercih ediyor
Gerçekliği abartılı fotoğraf ve vidolarla gündeme damga vurulmaya çalışılıyor
Siyasiler bunun farkında sosyal medyayı kullanırken aynı zamanda da kitle iletişim kanallarını da es geçmiyorlar
Medya ve siyasetin ortak çabası görülmüyor da değil
Biri sakinleştirirken öbürü harmanlıyor
Vs

Büyük küçük paradoksu
Dünyası küçük evreni büyük olan bir bebek bir çocuktur
Eşitlenmeye yakın gençtir
Otuz yaşında dinamik kırk yaşında tamdır
25’li yaşlarda konuşmaya başlar gençler büyüklerine
30’lu yaşlarda ardıllarına konuşurlar
Dünyası büyük evreni küçülenler ise yaşlılardır
Paradoks şu ki dünya yaşını kadarsak yeni nesil eski nesilden her zaman büyüktür
Eski nesil sadece daha çok yaşlıdır
Büyüklüğü ifade etmeye başlamak önemli
İşler tersine dönebilir bundan sonra
Ebe beyinlik değişebilir bundan sonra
Eski nesil bu duruma direnerek dizginleri eline almaya başlarlar
İyilik kötülükte bu durumda ortaya çıkıyor
Kuşaklar arası çatışmasında
Bunun farkında olan toplumlar uygarlaşan toplumlardır
Çocukları en çok orta yaştan çok büyük yaşlılar dinler
Küçük büyük teoreminde yine
Tabi büyüklük gösteren anne babalarda yok değil
Onlar çocukların seviyelerine alçalarak denklik kurmaya çalışırlar
Bence modern olanı da bu değil mi?
Öteleyip ötekileştirmeden çocuklarını zamana kazandırırlar
Büyüklüğü zaman gösterir

Bu yazmak istediklerime tanım oldu sanırım,
Asıl yazmak istediğim konunun şiirini inşallah başka bir yazma edinimde başarırım.


Naki Aydoğan
Kayıt Tarihi : 23.11.2021 13:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Naki Aydoğan