Alışık değilim böyle hasrete,
Derdimi kimseye danışamadım.
Ne diye bırakıp gittin gurbete?
Yutkundum, yutkundum konuşamadım.
Kokusu dallarda güldedir diye;
Beş vakit farz olmuş dildedir diye;
Diyarbakır denen ildedir diye;
Yutkundum, yutkundum konuşamadım.
Başkent'te geceler böyle değildi,
Sen derken önümde herkes eğildi,
Ya sana verdiğim nasıl meyildi?
Yutkundum, yutkundum konuşamadım.
Dostlarım her gün bir telden çaldılar,
İçerken mezeyi benden aldılar,
Sayende beni de sarhoş kıldılar,
Yutkundum, yutkundum konuşamadım.
Getirsin kokunu savursun yeller,
Hep seni söylesin sazlar da teller,
Bu hasret nicedir ne bilsin eller,
Yutkundum, yutkundum konuşamadım.
Dilimde nice söz isyan var ama!
Neyleyim çare yok gönül yarama,
Bir sancı dizildi geldi şurama,
Yutkundum, yutkundum konuşamadım.
Son olsun gidişin artık son olsun;
Sen gel de bir derdin bana on olsun;
Dilersen Nesimi'n turabın olsun;
Yutkundum, yutkundum konuşamadım.
Kayıt Tarihi : 8.9.2001 11:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!