siz yolda yürürken,
bir cenaze geçer yanı başınızdan.
konuşabilseydi neler söyleyecekti,
size kimbilir.
belki de şöyle diyecekti;
birgün ansızın,
sizi de yakalayacak ölüm.
yakınlarınızı omuzlarınızda,
mezara taşıyorsunuz da,
az sonra nasıl kahkahalar atarak,
gülüp eğlenebiliyorsunuz.
şimdi beni soğuk ve kapkaranlık olan,
mezarıma koyacaklar.
orada tek başıma yapa yalnız kalacağım.
sorgu melekleri vardır,
Münker ve Nekir.
kabirde soru sorarlar.
işte onlar beni de,
hesaba çekecekler.
ya dilim tutulur da,
cevap veremezsem.
o zaman bana kim yardım edecek.
tabi ki hiç kimse.
sonra mezarımın duvarından,
bir pencere açılacak.
bana ya cennet bahçelerini,
ya da cehennemin fokur fokur,
kaynayan ateşini izletecekler.
sonra kabir azabı,
kabrin sıkması.
sonra Mahkeme-i Kübra.
beni orada yargılayacaklar.
orada yalancı şahitlik yoktur,
torpil yoktur.
ordan nereye mi götürecekler?
ya cennet ya cehennem.
Umarım Allah acır da,
beni cehenneme atmaz.
Rahmet nebisi şöyle dedi;
'arkadaşlarım, bir anne,
isteyerek çocuğunu ateşe atar mı?
ashab-ı kiram cevap verdi;
'siz daha iyi bilirsiniz, ama kolay kolay,
atmaz ey Allahın resulü' dediler.
'o halde Allah da kullarını,
hiç ateşe atmak istemez' dedi.
ibadetlerim imdadıma yetişse bari.
ya onlar yarım yamalak ise,
eksikse, Rabbim beğenmezse!
onlar bir paçavra gibi yüzüme atılırsa.
ya kul hakkı yemişsem,
onlar da haklarını, helal etmezlerse.
orada beni daha nelerin,
beklediğini bilmiyorum.
Çok şükür inancımda,
en küçük bir eğrilme yoktur.
sırf onun için, rabbim,
belki öbür günahlarımı da affeder.
sizler, ey insanlar,sağlığınıza,
gençliğinize, servetinize ve makamınıza,
güvenip de şımarmayın.
burnunuzu havaya dikmeyin.
size ait olan şeylerin,
büyük bir kısmı, burada kalacak.
bakarmısınız bana, ne götürüyorum?
neyim varsa, hepsini burada bıraktım.
dünyanızdan götürdüğüm,
iki metrelik kaput bezi.
ben mal mülkle biraz oyalandım,
şimdi sıra yakınlarımda.
biraz da onlar oynasınlar,
benim oyuncaklarla.
bir süre sonra,
onlar da oyuncağı bırakıp,
peşimden gelecekler.
şu cenazemi taşıyanlar var ya,
beni toprağa gömüp,
evlerine dönecekler.
biraz ağlayıp sızladıktan sonra
beni unutacaklar.
içlerinden birisi şöyle diyecek;
''İyi insandı rahmetli''
ötekiler başlarını sallayarak
O'nu onaylayacaklar.
ölmüş birinin arkasından
''kötü insandı.'' demezler ya!
neyse en çok üzüldüğüm şey
ne biliyor musunuz?
çocuklarımı istediğim gibi,
yetiştiremedim.
birisine mühendis ol
öbürüne doktor ol dedim.
onlar da oldular.
ancak,iyi bir müslüman olun
iyi bir insan olun
demeyi düşünemedim.
bugün camide tanımadığım insanlar
cenaze namazımı kılarken
benimkiler bir köşeden seyrettiler
sizler çocuklarınıza,
dünya ve ahireti
birlikte öğretin.
benim yaptığım yanlışa sizler düşmeyin.
''hele bir emekli olayım,
ibadetlerime başlarım.'' demeyin.
ne kadar yaşayacağınızı bilmiyorsunuz.
kul hakkı yemeyin.
kimsenin kuyusunu kazmayın.
insanların arkasından konuşmayın.
aranıza ayrılık tohumları saçan
bozgunculara izin vermeyin.
unutmayın müslüman müslümanın kardeşidir.
birisi size kötülük yaparsa
siz ona iyilik yapın.
ruh çıkarken çok acı veriyor.
neler çektiğimi bir Allah bir ben bilirim.
o anı anlatmaya gücüm yetmez.
galiba biraz fazla uzattım.
ne olur hakkınızı helal edin.
kul hakkıyla göndermeyin.
neredeyse unutacaktım.
Kur'anı ölülerinize okuduğunuz kadar
dirilerinize de okuyun.
O ölü kitabı değildir.
bir de şu türbe ve yatırlara gidip
oradaki insanları rahatsız etmeyin.
bir şey isteyecekseniz Allah'tan isteyin.
oralara mum yakanlar
artık yakmasınlar.
toprağın üstündeki mum altını aydınlatmaz.
oradaki insanlar hesabını vermişler.
siz kendinize bakın.
Kayıt Tarihi : 2.5.2008 17:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Adem Uysal](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/05/02/konusabilseydi.jpg)
eyvah demeden allah diyelim....
sabırda ve hayırda yarışanlardan olalım...
Konuşabilseydi
siz yolda yürürken,
bir cenaze geçer yanı başınızdan.
konuşabilseydi neler söyleyecekti,
size kimbilir.
belki de şöyle diyecekti;
birgün ansızın,
sizi de yakalayacak ölüm.
yakınlarınızı omuzlarınızda,
mezara taşıyorsunuz da,
az sonra nasıl kahkahalar atarak,
gülüp eğlenebiliyorsunuz.
şimdi beni soğuk ve kapkaranlık olan,
mezarıma koyacaklar.
orada tek başıma yapa yalnız kalacağım.
sorgu melekleri vardır,
Münker ve Nekir.
kabirde soru sorarlar.
işte onlar beni de,
hesaba çekecekler.
ya dilim tutulur da,
cevap veremezsem.
o zaman bana kim yardım edecek.
tabi ki hiç kimse.
sonra mezarımın duvarından,
bir pencere açılacak.
bana ya cennet bahçelerini,
ya da cehennemin fokur fokur,
kaynayan ateşini izletecekler.
sonra kabir azabı,
kabrin sıkması.
sonra Mahkeme-i Kübra.
beni orada yargılayacaklar.
orada yalancı şahitlik yoktur,
torpil yoktur.
ordan nereye mi götürecekler?
ya cennet ya cehennem.
Umarım Allah acır da,
beni cehenneme atmaz.
Rahmet nebisi şöyle dedi;
'arkadaşlarım, bir anne,
isteyerek çocuğunu ateşe atar mı?
üstadım
kacınılmaz bir gerçek olan en adil olay ölümü işlemişsiniz..o hesap günü gelmeden hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya yarın ölecek gibi de ahirete çalışmalıyız...tebrik ederim...tam puan...saygılarımla...ibrahim yılmaz.
süper bir çalışma olmuş kutluyorum efendim tam puan,
Üstelik yasin suresini.... Ne demek istiyorlar acaba?
TÜM YORUMLAR (6)