Dünyaya bile isteye geldiğim söylenemez!
Bu yüzden birtakım köklerden azat, milliyetçilikten muafım!
Gitmek istiyorum
Belki de dönmek
Beni tutma!
Ayaklarım acıyor
İçimde bir sızı var sızlayan
Duygularım kan kaybediyor bir yandan
Nereye döküldüğü meçhul
Ruhumda acayip bir havasızlık
İçten içe, ince ince ve ilmek ilmek kirleniyorum
Bu yüzden ruhuma her gün bir gündelikçi tahsis ediyorum
Fakat ne kadar uğraşırsa uğraşsın kâfi değil
Ama yetersiz de değil yersiz de biliyorum
Zira orda bir cahil eğitiliyor
Aksini iddia edemem
Nefsi müdafaam yok
Hayat, çiğ bir et gibi duruyor dişlerimin arasında
Tükürmek istiyorum fakat öfkeliyim
Ve bu yüzden onu daha çok dişliyorum
Ben dişlerimi geçirdikçe ağzım kanla doluyor
Sonra ağzımdan taşan yerlere dökülüyor
Düşen fütursuz damlalara bakıyorum
Toprakta bu durumdan rahatsız, yüzü asık baksana!
Gözlerimi dikip dikkatle bakıyorum
Yüzünde asılsız bir suçlama var!
Dökülen kan kimin bilmiyorum oysa
Beni neyle itham ettiğini anlayamıyorum
Fakat ona kızmıyorum çünkü kızmak bir piçken onu ben sahiplenemem
Çünkü sahiplenmek için önce sahiplenilmeli insan
Aksi riyakâr bir yama gibi yapışıyor üstüne
Canımı sıktı en asgari bende onunkini sıkmalıyım
Ayaklarımı kibirle doldurup üstüne basıyorum
Rahatladım mı?
Evet diyemem
İçimde tanıdık bir tekrar
Var olduğum rahimden beri aşinayım buna
Devrildiğimden beri devrik cümlelerim
Elimi uzattığım an yine devriliyorlar
Bende onları öylece bırakıyorum
Ne kadar ve neyle ifade etmeye çalışırsam çalışayım
Bildiğim tüm diller bir yerde küfre sarıyor
Yine de zor bela iki kelam etmek istesem
Derinimde zerre kadar bile istemek yok!
Üstüne gitmiyorum, onu da anlıyorum
Fazlasını istiyor, bende veriyorum
Ona bir iyilik yapıp boynundan asıyorum
Yeryüzünde haklı bir ötenazi yok biliyorum
Çünkü hiçbirinin hakkı boğazından öteye gitmiyor!
Bu gerçekte bir piç ve de sahiplenilmemiş
Zaten oda nazileşmiş gibi hiç naz yapmıyor
Boynunu itaatle uzatıyor ellerime!
Merhametle uzanıyor ve canını güzel bir şekilde alıyorum
Çünkü o her şeyi güzel yapmamızı istiyor!
Yersiz bir cümle ile kanı seviyorum fakat Tanrı onu hemen bir kanunla yasaklıyor
Ve ben bir kez daha vuruluyorum tuhaf arzularımdan
Sonra doktora gidiyorum, beni bana meşru kılıyor
O kılıyor fakat ben kılamıyorum
Çünkü bu bir sanrı biliyorum psikoloğunda sandığı
Ve ne kadar sanarsak sanalım çoğu zaman hiçbir şey sanıldığı gibi değil
Zaten sanık da sanmamızın bir kurbanı
Seni diyorum saklamalıyım sayıklamaktan bile
Şükür, insanlar hazzı cinselliğe mal edeli
Ben kolaylıkla saklayabiliyor ve de saklanabiliyorum
Akıllıca korumaya da ihtiyacım yok
Zaten elimizde akıl diye bir şeyde kalmadı, kim kimi ne ile yargılayacak!
Komünal deliriyoruz malum, yardımlaşarak
O yüzden kafayı sıyırmış bir toplumda zihinle top oynamanın da bir önemi yok tıpkı delirmenin bir önemi olmadığı gibi
Ayrıca bilmenin de bir önemi yok çünkü bilmek artık bir adam değil
Sevmek dersen o da kâfi değil
Zannımca Amigdalam yetersiz bir evrimle insani bir devrim yapılamayacağının gayet farkında
Bu yüzden payıma koyu bir özlem düşüyor
İliklerimi derin bir arzuyla doldurup şah damarıma değiyor
Bir istemek var oluyor içimde
Bazen siyaha çalıyor bazen griye ve inanmayacaksınız ama bazen de beyaza
Kokusunu alıyorum koyu kırmızı bir gül gibi kokuyor
Bu hazza teslim olup zihnimi terk etmekten korkuyorum
Ortada can çekişiyorum fakat yine de kendime hakimim
Kokusunu aldığım an içime daha bir çekmek geçiyor içimden
Ta ki hazdan nefessiz kalana kadar fakat yapamam,
Yapmamalıyım biliyorum
Her ne kadar bilmek istemesem de!
Bu hal beni tedirgin etmeye yetiyor çünkü pusuda bekleyen bir şey var biliyorum!
Adını koyamadığım sanını bilmediğim, hakkında sadece ımsi bir fikre sahip olduğum fakat korkmama neden olan bir şey!
Fatma Doğu
Kayıt Tarihi : 4.2.2024 00:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!