Sürüyü çağrışını,derede sulayışını,
taklit ederdim,çoban babamı,
çoban diliyle.
Tütün içmeyi öğrendim,
birlikte oğlak güttüğümüz,
komşu kızına hava atmak için,
tiryaki maymunlar gibi.
Şalvardan pantolona,
bir de kemer taktı babam,
okuma yazmaya sürdüler beni.
Halbuki ben,
eşarbını kaçırırdım,komşu kızının,
beni kovalasın diye.
Oğlaklar tekeliğe,
ben köyden şehir okuluna,
önüme kitaplar koydular.
benim de komşu kızının da,
sessiz teyyarelerdi merakı,
kuyruğunda beyaz dumanlar çıkan.
Seyrederken saçları kırbaçlardı,
yüzümü gözümü.
sonra bindim o uçaklara.
Ve ben adam oldum döndüm.
Mezarında yatıyordu,
şimdi benim yarı yaşımda,
hiç büyümüyordu,
peynir yüzlü komşu kızı.
Sessiz teyyareler geçerse,
gökyüzünde,
arkasında beyaz dumanlar bırakan,
çay kaşığı dolusu yaş birikene kadar,
gözlerimde
seyrediyorum.
(Temmuz 2010)
Mehmet BoybeyiKayıt Tarihi : 22.7.2010 21:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!