Kölenin Çığlığı
Güneşin kavurucu ışığı, kolunda ki yarasını yakmaya devam ediyordu.
Etrafın suskunluğunu, yarasının cızırdayan sesi gizliyordu.
Acıdan dolayı gözlerinden yaşlar aksa da,
Kolunda ki yarayı, bir tek yüreğinde ki acı bastırıyordu.
Güneşin vurmasıyla devam eden yanık kokusu,
Yarasından çıkan duman ile burnunu kesiyordu.
Koku, merminin delip geçmesi kadar keskin olmasa da,
Kızgın bakışlarıyla yarasına bakmaya devam ediyordu.
Başını kaldırıp, neden savaştığını düşünmeye fırsatı yoktu.
Yanarak ölen askerlerin çığlıkları, etrafın suskunluğunu bozdu.
Kulağının dibinden geçen mermi sesleri,
Hayatını sorgulamasına izin vermiyordu.
Yeni yağlanmış, fakat ucu paslanmış kara silahını kavradı.
Tetiğe her bastığında, silahın delici gürültüsüyle çığlık sesleri karıştı.
Her ateş ettiğinde silah ile birlikte kolu da titriyordu.
Yarasından çıkan koku, silahın ucundan çıkan duman ile karışıyordu.
Barut kokusu, yarasından çıkan koku ile etrafı bürüyordu.
Kokuyu her hissettiğinde, acımasızca ateş etmeye devam etse de,
Kulağından aşağıya doğru akan kan,
boynunu sarıyordu.
Geleceğin robotları olacak bireyler gibi olmasa da,
Köle olmak uğruna yaşamayı tercih edenler için savaşsa da,
Onları köle gibi yaşatmamak adına,
Robot gibi hayatını feda ediyordu.
Kayıt Tarihi : 29.12.2018 12:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mermilerin birer yağmur damlası gibi süratle yağdığı savaşın ortasında ne için savaşıp savaşmayacağı gerçeğiyle burun buruna gelmiş, köleleri yaşatmak adına robot gibi hayatını feda eden cesur bir askerin hikayesi.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!