Kimi ilahi grup temsilcileri sırayla yönetime gelseler de sırayı iç sinmeyip kolektif gücün kullanımını yitirmek istemiyorlardı. İlahi dönemin sonuna doğru bu türden vehimleri içinde olan ilahlar, güç zehirlenmesine uğradıkları bu vehimle "kolektif sahiplik" yerine "kişisi sahiplikle"; "kolektif gücü" tümden kendi ellerine geçirmeyi, yönetimlerini sürekli kılmayı düşündüler.
Böylece kimi ilahlar nefis denilen bencilliğe yenildiler. Kolektif sahiplik olgusu içindeki düşünce kişisi sahipliğe doğru parçalanıyordu (indirgeniyordu). Kişisi mülk sahipliği demek; kolektif iradeyi ve kolektif yapabilirliği ve yaptırabilir ligi ele geçirmek demekti.
Bütün planlar ve hayaller kolektif sahiplik içine açılacak olan "mülkün sahipliği" düşüncesi üzerineydi. Mülkün sahipliği düşüncesi üzerine kurgulanan mülk sahibi söylem ve eylemleri bu anlama uygun olarak açılan yeni alanın içinde söze, fiiliyata dönüşecekti.
İlahlardaki güç zehirlenmesi tamaha ve kibre neden olmuştu. Tamah da kişisi mülk sahipliğine sebep olmuştu. Artık kolektif mülkiyete karşı, “kişisi mülkiyetin tamahı ortaya çıkacaktı (aç gözlülük, doymak bilmezlik ortaya çıkacaktı). Kâr, kazanç, ticaret hırsının eli kulağındaydı.
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta