6- (Bk. Millet Ve Ulus Ek 5) Atatürk, yurdun kurtulması için halka hiç vaatte bulunmamıştı. Devrimler içinde vaatte bulunmamıştı. Yani, halka yalan söylememişti. Kelimenin tam anlamıyla, konumu gereği durumdan vazife çıkarışla, sevgili Gazi yolun yürünmesi ile kazanılan muktedirliklerden ötürü, aksayan bozuklukların halli için olan düşüncesi ve fikriyle, realite olmuştu.
Sevgili Gazi, yurdun kurtarılması gibi bir girişmeye, fevri yen ve arkadaş grubu ile kalkışmasından ötürü duyulan heyecanla, belki halk; Namık Kemalin: Düşman dayamış hançerini yurdun bağrına. Yok, mu kurtaracak, bahtı kara maderini diyen söylemine izafeten, Sevgili Kemal ve arkadaşlarının hareketini anlamaya hazır, kendisine vaat olunacak bir hissiyatlarına da tercüman oluştu.
6-Bu saptama çok çok önemlidir. Bunun içindir ki, halkın sağgörü eğilimi bu bağlamda Gazi hareketini duyunca, halk belli bir potansiyel güç ve belli sayıda bu çekim etrafına gelmeye birikmeye başladığı an, kurtuluşun felsefesi devrimi; çevrime girmişti. Düşman dayasın hançerini vatanın bağrına. Bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini denecekti, meclis kürsüsünde.
Değilse ne başlangıçta Atatürk halka vaat etti; ne de halk bu oluşumun ışığını Atatürke göstermişti. Gazi geleneği biliyordu. Sanki vaat etmişte alınan yetkiye göre işe başlamışçasına, durumdan vazife ile hem oluşma için gereken tüm adımlarını attı, hem de durumu açıklayan, kendi oluşum eksenine halkı çeken açıklamalar yaptı.
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta