İşte sosyal birlikti komün düzen içindeki var bulunan totem gibi bir soyut-somut güç kaynağını da devir almıştılar. Totem algı yeni süreç içinde sunum malzemesi olacakla ve yol esnekliğine göre, zamanla gerekli değişim ve dönüşümlerini yaparaktan, bu meşruiyetin öznel kaynağı olacaktı. Önce düzenleyen bir tanrılar hiyararşisi ile geçişenleşen totem kazanımlar, tanrılar birliği girişmeleri ilen de çelişkili birliğin, bir tekliği olacaktı.
Artık totem mantık dinler içinde, imanın yerini tutmuştu. İmanımız kadarla totemciktik, totemdik kadarla da imanlıydık. Yanlış bir şeyde yoktu. Yanlış olan o günkü sistemi bugün içinde çevrime sokup sistemle beraber dönderemez olmanızdı!
Açıkçası bu soyut osilasyon kaynağı, bir yönde sömürünün ve sömürülmenin, zincirleme olan kanıksamadı katlanmasını ortaya koyarken; diğer yandan da sosyal yaşamın bilinebilir, ona göre davranılabilir aidiyet unsuru oluyordu. Yine insanlar sosyal hayat içindeki öznel yaşamlarıyla, toplumsal yaşamın verdiği gerilimlere de nefes oluyordular. Her halükarda da insanın insanlaşmasını, pek çok koldan gerçekliyordular. Daima bilinir yanınızın özetiyle, bilinmez yanınıza seslenirlerdi.
Sosyal birlikti komün düzen, doğada bulduğu ile yetindiği süreçler içinde besin ortamının azalan bir tehdidinin karşısında hep kaygı duyuyordu. Buna mukabil, bol besin ortamı da ona, rahatlık veriyordu. Böylesi bir ortam; insan dahlinin olmadığı ve olaylara değin nedense ilişki bağını bilip oluşturamadığı ve zorunluluğun bilincine varamadığı; varsa bile, bu zorunluluğu savuşturacak toplumsal gücü ortaya koyamadığı için buradaki nedense sürecin artan azalan seçme ayıklama algı öznelliğini, toplumsal sürece de eklemleyecekti.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta