Köle Ahmed Şiiri - Selim Kaya

Bulutlar kanlı geçmişini hatırlatır
Her yağmur sonu Senegal'de insanlara
Yani Fildişi,Ruanda,Benin... Nijer'de
Hala o kahredici göç,işkence ve soykırım yıllarının
Korku dolu iğrenç hikayeleri
Kaybolacak mı diye beklenir
Kapanmış eski yaralardaki kırbaç izleri
Kan izleri yıllar sonra bile
Kral Louis köle pazarı, Gorea Adası'nda
Kakao emekçisi çikolata tenli adamın başına gelenler
Daha dün gibi tazedir o vahşet günleri
Kımıldar toprağın altı
Sesler duyulur,çığlıklar,sanki
Yığınla insan kemiği, yeni gömülmüş çocuk bedeni
Tanklarla ezilen,uçaklarla vurulan
Aç brakılan,onuru kırılan
Emeği ve bedeni çalınan

Emeği ve bedeni çalınan
Ayaklarına zincir vurulmuş köle Ahmed'i
Fransa' da çalışan torunu anlattı
"Ne oldu köle Ahmed'e" diye sorduğumda
"Dedem" dedi,gözleri doldu,yutkundu
Fransa'ya getirmiş köle tüccarları köle pazarından
Kral Louis köle pazarından
Zincirli elleri ve prangalı ayaklarıyla
Atmışlar bir geminin ambarına
İçinde ölümün kol gezdiği "yüzen mezara"
Açlık,hastalık,işkence...
Binlerce köle istiflenmiş sanki eşya gibi
Yüzlercesi köpek balıklarına ikram diye
Akdeniz'in hırçın sularına atılmış

Şanslıymış;Marsilya'da bir limana demirlemiş gemi
Bir mösyö
Boyuna posuna bakmış
Kaslarını yoklayıp gücünü sınıyarak
Dişlerini saymış eksik var mı diye
Mösyö alışverişten memnun

Yine anlattığına göre Köle Ahmed'in torunu
Ne, ağır işlerde çalışmaktan
Ne,yorgunluktan uykusuzluktan
Ne,azardan,dayaktan
Onur kırıcı laflardan değil

Özgürlüğü çalınmış
Hayatı karartılmış
Milyonlarca onuruna düşkün Afrika'lı gibi
Memleket hasretinden
Ve kahrından ölmüş
Köle Ahmed olarak