Kolbaşının Kır Atı Şiiri - Kazım Karagöz

Kazım Karagöz
9756

ŞİİR


32

TAKİPÇİ

Kolbaşının Kır Atı

Soğuk bir mart sabahı parkayla çıktı gitti,
Okul yerine onu nerede, kim eğitti!

Düşmüştü ellerine ülkeyi sevenlerin!
Yanlarına uğradı onu eğitenlerin.

Çağırdılar o sabah eline silah verip;
Saldırttılar üstüne sahte düşman gösterip…

Falan yerde faşist var en azılılarından;
Aman ha acımayın, vurun alınlarından!

Gizledi silahını parkasının altına,
Yedek şarjör de koydu cebinin astarına,

Acaba kimler idi baskın yapacakları?
Kim bilir kaç kişiydi kurşun sıkacakları?

Tarif edilen yerin yakınına geldiler,
Sinlendiler kenarda başlarını eğdiler.

İşte bunlar olmalı; bak sana bıyıklara,
Hepsi de Tarkan gibi aşağı sarkıklara.

Çatışmaya girdiler binanın bahçesinde,
Yirmi tane militan çok yakın çevresinde.

Faşist dediklerine üç koldan saldırdılar
Cevabı geldi hemen onlar da hazırdılar.

Yarım saat boyunca çatıştılar durmadan,
Polislerden kaçtılar arkasına bakmadan.

Yatar iken buldular bir duvarın dibinde,
Parkası delik deşik, silahı sağ elinde,

Kenarında yatıyor bir çamur gölcüğünün,
Yoldaşları farkında değildi öldüğünün.

O günkü çatışmada toplam beş ölü vardı
İki tanesi o gün baskın yapanlardandı.

İki sınıf öndeydi okuduğum liseden,
Siyasalı kazanmış, yol yarı edemeden,

İdealist bir gençti demek ki kullandılar;
Aslında sakin biri üstüne çullandılar.

Cumartesi ve Pazar beklerdi çoğu zaman,
Amele pazarında bir iş bulduğu zaman.

Akşama dek çalışır hayatını kazanır,
Ertesi dün erkenden kitapçıya uzanır,

ÖSS’ye hazırlık kitapları alırdı;
Günler haftalar boyu onlara kapanırdı.

Üstünde eski parka. dikili sökükleri,
İki düğmesi düşmüş boş kalmış ilikleri.

Belki, başka birinden verilmişti kendine,
Veya bit pazarından edinmişti kendine...

Kaymakam olmak için siyasalı yazmıştı,
Gece gündüz çalışmış, zorlukla kazanmıştı.

Lise üçün yazında duydum ben haberini;
Böyle şey nasıl olur onun gibi birini,

Aklım almadı asla ona ne yaptılarsa,
Neler neler anlatıp nasıl kandırdılarsa…

Öyle biri değildi, demek ki zorda kaldı
Bir şekilde onların aralarında kaldı.

ÖSS’yi kazandım bunu duymadan önce,
Nasıl tuhaf olmuştum olanı öğrenince;

Sıra bana geliyor, bakalım ne olacak,
Kendisinden yapmaya bana kim dadanacak!

Benim de onun gibi eski parkam olacak;
Bana da kimler gelip silah tutuşturacak.

Bunları düşünerek ürperirken içimden
Oynamaya başladım bir sabah sevincimden!

İşte beklenen türkü; işte Hasan Mutlucan,
Ne kadar çok sevindim, o duyduğum heyecan…

"Kolbaşının kır" atı bas bas bağırıyordu,
Komşunun radyosundan çok yankı yapıyordu.

Gelsin üniversite, artık korkum kalmadı,
Parka giymeyeceğim ona gerek kalmadı.

Bana kimse diyemez bizim için eğil sen;
Burada okuyamaz… bizden biri değilsen.

On iki eylül günü bitti tüm korkularım
Hazır olun gelecek! sıkı dur ben de varım!

On iki eylül günü benim bayram günümdür,
Kolbaşının kır atı en sevdiğim türkümdür.

Kazım Karagöz
Kayıt Tarihi : 4.12.2016 11:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kazım Karagöz