Kolay olmayacak elbet, üzüleceğiz. Her ayrılışta biraz daha eksileceğiz, her vedada biraz daha kırılacağız. Gözlerimizde biriken yaşlar, gönlümüzde biriken acılarla beraber yürüyeceğiz bu yolun sonuna kadar. Düşe kalka, yara bere içinde, belki de içimize işlemiş o sızıyla devam edeceğiz. Geceleri yıldızlara bakıp hayallerimizi düşleyecek, gündüzleri güneşe aldırmadan hayatın yükünü omuzlayacağız.
Her gidiş bir boşluk bırakacak geride, her kaybediş derin bir iz. Belki de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Belki de zaman, bu yaraları iyileştiremeyecek. En çok yalnız kaldığımızda hissedeceğiz yokluğunu. Sessizliğin içindeki çığlıklarımızı duyuramayacağız kimseye. İçimizdeki fırtınaları susturmak ne mümkün, her bir anıda yeniden canlanacak o eski yaralar.
Bir gün, her şeyden vazgeçtiğimizde, her umudu yitirdiğimizde, dönüp ardımıza bakacağız. Kim bilir kaç kez pes etmenin eşiğinden döndük, kaç kez içimizdeki güce tutunduk. İşte o zaman anlayacağız ki, asıl olan yüreğimizdeki o derin inançmış. Asıl olan, her düştüğümüzde yeniden kalkabilmekmiş.
Zaman geçecek, yaralar kabuk bağlayacak, ama izleri kalacak. Her iz, yaşadığımız her acının bir nişanesi olacak. Ve biz, bu izlerle yaşayacağız. İçimizdeki o tarifsiz acıyı, o sonsuz boşluğu, belki de sadece Allah'a sığınıp giderebileceğiz. Her dua bir umut olacak, her gözyaşı bir yakarış.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta