(Makale )
Hangi yanımızla sevsek o tarafımızı kırdılar, kestiler umuda bakan gözlerimizin mesafesini. Kırıldık,gücendik ,pare pare olduk ta yüzümüzü ekşiltmeyi fıtratımıza yetiremedik.
Kullanıldık, hem de defalarca . Işleri görülsün istedik , içine düştükleri bu acziyeti yüzlerine vurup kimseyi gücendirmedik. Bizi kandırdıklarını zannettiler, gözlerimizin içine baka baka yalan söylediler, yine de kimseyi bozmadık.
Bize insanları kullanmayı ayıp olarak, büyük bir kabahat olarak öğrettiler ve biz buna göre muamele ettik. Bize ne göstermişlerse onu yaşadık,etrafımaza da öyle davrandık. Arkadaş hakkı dedik, komşu hakkı dedik, akraba hakkı dedik hiç kimsenin hayatına ipotek koymadık,kim nasıl yaşar merak ta etmedik. Herkese bir hayat bir hayat verilmişti ve herkes kendi hayatını yaşıyordu,müdahil olmayı hiç aklımızdan geçirmedik. Kimsenin kabahatini de yüzüne vurmadık, elimizden geldiğince görmemezlikten geldik ve gördüklerimizi yüreğimizdeki mezara gömdük, dillendirmedik , bizi salak yerine koydular. Hiçbir şeyin farkında değiliz , körüz,sağırız sandılar.
Hatalarımız oldu hayatımızda,yanlışlarımız da oldu ama, kendi hayatımızla sınırlı kaldı. Belki etrafımızdaki insanlara elimizde olmadan hata da yaptık, ancak asla hiç kimseye yanlış yapmadık. Biz sustukça hayatımızda hak sahibi olduklarını zannederek bizim hayatımızı yönlendirmeye kalktılar. Koskoca bir ömrün kırgınlığı tek bir kelimeye sığdı da, içimiz el verip “ sana ne “ diyemedik.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum