Ya bu benim icimde dolasanda kimdir...Ya bu benim icimde mekan tutanda kimdir...
rumeli fenerinin fenerinde gözlerim, düşünüyorum....
Tanı(ma) dığım ten…
Ne güzel söylüyordu. Ne çok güzel ten kokusunu duyumsadığım sevgili. Ve ne çok muzipti! Öyle ki, gözlerindeki parıltı her an bir muziplik yapacakmış gibi beni hep savunmacı,kaygılı ama hoş bir beklenti içine sokardı…
Hesapsız, çıkarsız, özgüvenli ve doğal olarak samimiydi. Yani cesurdu! Yani sevdasını yaşamaktan ve yaşatmaktan ve haykırmaktan korkmuyordu! Yani özlemine yüreğini koymayı biliyordu! Ürkek,kaygılı ve dolaylı cümleler kurmaktan uzaktı...
Bazen sanki hiç kimsenin sahip olmadığı ama herkesin sahip olmak istediği bir şeye,hiç bir emek -bedel ödemeden çok kolay,kendiliğinden sahip olmuş gibi onunlayken coşuyor,coşuıyor,coşuyordu. Bazende sanki yoğun bir emek ve bedel ödemiş gibi tüm koruma iç güdüsüyle sımsıkı sarılıyordu bana. Ben onun için herhangi bir nesne gibi kırılabilir,dökülebilir,düşebilir,bozulabilir bir şeydim. Ve o, o şeyi kaybetmek istemiyordu. Onun ellerinde olduğum o anı doya doya yaşamak, o an da zamana dağılmak, zamanı bütünlemek,zamanı /zamanları o ana sıkıştırmak hatta tüm zamanı sadece o anlaştırmak,o andan ibaretleştirmek istiyordu…
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta