hâlâ mırıldanıyor ahengi bozuk repliği
sevmiyordu hani şarkı söylemeyi!
günün ilk ışıklarını beklerken
kızgın sözlerle geceyi yerer
akasya kokulu sokakları özler
çocuk vakur
geçmişin izleri efil ve safsata...
elindeki fırçayı gökyüzüne tutup
emanet gülüşler çizerek
çekingenliğine inat, inanarak
büyük düşlere misafir olup
akasya kokulu havaya sarılmak ister
çocuk haylaz
masal gemisinde başdümenci olmak
keltepenin zirvesine çıkıp
gözlerine değen uçurtmaları kovalayarak
nar tadında taze nohut yiyerek
akşam treninin bir vagonuna atlayıp
akasya kokulu yollarda çoğalmak ister
lehçesinde saklar umutlarını
pamuk şekerlerini eritip
akasya kokulu şehirde ölmek ister
ışığı sıkıcı lambanın altında parlayan
kırılmış bilyelerin ne suçu vardı!
Kayıt Tarihi : 19.12.2011 00:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
taze nohut ile mesaryayi,harmanladim durdum..
siirin hikayesini de bilmedigimden 'bulmaca siir' oldu.
siirin ismini ''bulmaca siir'' koydum,sevgili Fatos..-:)))
senden siir okumak guzel,tebrikler.
TÜM YORUMLAR (2)