Kokteyl Saati Ve Holokost Ayinleri

Bilal Yavuz
81

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kokteyl Saati Ve Holokost Ayinleri

gözlerin
dünyamın en özlü sözü
gözlerin girift
gözlerin el-Hamra
direnen
bilbedâhe zamana
'Allahtan başka galib yoktur'
gözlerin

uzun cümlelere değmiyor dünya
kendine biçilenin modası herkes
tarihi tarih eden
gözlerin de olmasa
kördük şu sağır aynasızlıkta
optiğin en fazla
geliştiği bu çağda

seccadeler dipdiri
secdeler paramparça
yaradan şerefeler
kendine gelmeden
geçilmez kendinden
gözlerin
Kurtuba'da sonbahar
gözlerim
yurttan sesler korosu

çarpışsa gözlerimiz çinilerde
bir taç kadar lal
bir petek kadar yetim
kaideler kadar çökük
kümbetler kadar fukara
sarsılıyor yer kubbe
bağlanıyor el-Arus
sevinince ağlayan
hüzünlenince gülen
biz / dirildik haşyetle
siz / korkudan ölürken

ummanda zerre olan
zerreye umman iken
ehramdan bir vapurduk toprakta yüzen
bir nefhada fırlattın içleri göğe

gözlerin: barışların savaşı
ya sin / ah med
gözlerin de olmasa
can verir gözlerimiz
kem nazarlar yurdunda

Holokost Ayinleri

seni sarf ayinlerinde
nahiv mağaralarında
seni bağbozumunda iksir aydınlığının
ayrı yerlerde aynı şiire gebe iki şair
gibi dehrimde yuya yuya içime ilikledim
ey! ey diye diye bitiremediğim
avazı çıktığı kadar susan yokluğuna
beni leyla çağlarımda dumrul ağartan
yokluğuna
diyarbekir kalesinin kendi ıssızlığına ücra
kalan son yalnızlık abidesi burcundan tüten
yokluğuna
yokluğuna bir şeyler demelisin
yoksa bu eşk cinneti
bu peykan dilli hüzün bu kırk
ikindi serinliğiyle kavuran nemrud odlara
bir şeyler bir şeyler çiselenmeli

kavgam! közümün nuru göğnüm
çavreşamın! kaderamın! birinamın
hislerimi paymal eden izzet tahtım
kalbimin aklı! aklımın kalbi
cism-u cânunla yâd-u bilişten beri
ey kendime getirip kendimden geçiren
bendimi bendene çeviren sevi
tu yamîni ez yê teme
tu yamîni ez yê teme
susma bağır çağır
şerhet cüzler! gibi dağıtılan ümmeti
şerhet dağlanan dirliği hey
bir hamlede kaybolan milyar gülüşü
en verimli çağında veremli nazarlar
asırlaşan
şeddeden yılları şerhet
?
altından ırmaklar akıyor hüznün
su sesinden divanlarda ferferah
bir uyku benzeri uyanışımız
kulak zarlarımızda çınlayan aynı nârâ

"tutmayın insanı insana
şeytan doldurur sonra
görün güneşteki gökkuşağını
saçın Pakdil'in 'And anıtları'ndan
ki sarıp sarmalasın ara kesitlerini
arzımızın 'Hamîd çizgisi'
Kudüs'ü bileğinde zaman diye taşıyan
ulu gönlünü saat yapsın odalarımıza
ittihad sağılınca
göndere çekince medeni yetimizi
metafiziği zonklayan bir bayrak gibi
hazır olacak Yunus'u üstad Sezai
parmaklarını şimdiden emziren çocuklar
çocuklarından Kudüs inşa eden anneler
yürüyor ayaklarında Aksa gücü
yumruklarında şehadetten 'K' minareleri
çanı cehenneme haçların
kan prizmalarının! göz üçgeninin
biz ancak umuttan ağıtlar yakarız
'geleceğin kara gözlü zalimleri'ne
ey bengisu pınarımız devam
çağıldamaya Rahman aşkına"
?
itinayla beklenir
göz göze gelirken hayatımla
şimdi hangi dil tefsir eder bu dilsizliği
vah bendi o baygın
vah bendi bentlerden geçirerek sıkılaştıran
safların sahralarında buhran
vahalarında hafakan mevsimi şimdi o
o şimdi sipahi
Allaha kitaba elçiye davaya

selam sana deccal boğan
Türkistan gülleri senden haber
Tanzanya albinoları Somali bülbülleri
siyahın en özel tonları senden haber
şanlı Şam görklü Bağdat senden haber
doğmamış Yasin'ler senden haber
Gazze'ye kurşun döktüren İsrail
evrensel mazlum birliği cihanın
senden haber senden haber
senden haber bekler

uğrat zulmü soykırıma
radyasyonlarında boğ
'Vav ocağı'nda pişen süvari kentlerinle
boylamdan kabartmalar ağacımızı
yeniden dik söküldüğü bahtsız tarihe
saba makamında nihavend bir hüzzamla
kürdî hicazkar edasıyla Selahaddin'in
peşrevlere teşne dinç hüzünlerin taksimi
avlayarak arabesk sahtelikleri
tek adımız müslüman kalıncaya
içini haykırmadan alçak zirvelere
öylece durulamam
?
havasını aldım
kalorifer peteklerinin
perdeler geçirdim korneşlere
bir bardak su gibi çalkandı dünyam
içtim kana kana dudaklarından
gülen kederler acı mutluluklar
ıraklara dalgın mazgal kenarımda
sensizlik sensizlik aşındım
susuzluğu terliyor avuçlarım
sululuğu terkederek laf lordlarına
Allah'ın laneti üzerine olsun
şiir yarışmalarının

kopan virgüllerin sayhasını duyan
satırların sadırlara dönüştüğü noktada
başlangıç dönencesini evirdim
çevirdim devirdim çoğaltılmış öksüzlüğüne
devşirilmiş yaradan yarasızlıkların
işte bunlar hep amin

içi içini yiyor cehennemin
kanserlerin mevti bekleyişi kadar
zor mu dirilişi beklemesi bir erin
sabrede sabrede sabra dönen
bir güzel adamın dinmeyen öyküsünden
ilham olan bu soru işareti
kancasını takıyor ömrüme
göğe yükselen mesih timsali
çekiyor kimliğimi belirsizliğine

ruhum eşit yaşta mı ruhuyla Adem'in
dışarda bir yüzyıl dayanamazken
ne asırlar devriliyor içerde
ah hangi enerji hangi sinerjiye
alamet bu yorgun yılkı
bağırmak isteyip de bağıramamak
son nefesinde körpe bir vaşak gibi
?
şiir şuur şiar
selam olsun ulu önder
Mustafa hazretlerine
aleyhissalatüvesselam
Yusuf olanların çoktur Yakub'u
Yakub olanların birdir Yusuf'u

iltihaptan sürünerek vefat eden
alim dedemin ıslak takunyaları
abdest ibriği kokuyor çocukluğum
biraz Karajdağ biraz Zarifoğlu
bir tutam Eşref Ziya kasetleri

asıl holokost bize
inlet evrenleri savunurken hakkını
asıl holokost bize
hakkını savunurken şehid
hakkını savunurken ancak kendinsin
asıl holokost bize

be hey hilali sadrına kül diye takan
heyhat çağının palmiyesi be hey
be hey şantiyeleri put put putlatan
İbrahim ateşi İsmail kılıcı be hey
öğret nasıl inşa edilir ins+an
metropoller diken deve çobanlarına
Hızır değnekli be hey
Musa İsa soluklu hey

ahlaklandır küreyi Mahmud ahlakıyla
dönder küreseli Ahmed sedasıyla
cilala insanlığı Muhammed imanıyla
selam olsun ulu önder
Mustafa hazretlerine
âline ashabına

komünist emperyalist
siyonist firavunist faşist
diktatörler kahrolsun

Bilal Yavuz
Kayıt Tarihi : 22.6.2015 21:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bilal Yavuz