I
hüzün katarları uzarken
ülkemin soğuk damlarına
korkunç bir yalnızlıktı
dikilmeyen gömleğim
açtığım pencereler tutuşan şehre
bir incir selamı
beklenmeyen evlerde
yeni bir mazeret yaratılışa
tahta bavulu babamın
bir Berlin çığlığı çok eski bir milatta
güneşin buğdayı selamlayışı bizim ellerde
bir yerde kederle dokunmuş kasket
ve nasırlı ellerle örülmüş mabet.
II
vardır her deniz köpüğünde uzak şarkılar
o eski şiirler kimliğimizde
dağınık sonbaharları kucaklayan kentimiz
boca edilmiş bir mühür ki münzevi
hasta bir şiirdir
okunan maktul başında
III
dünyayla dönüyorum sanki
yok pahasına
unutulan yokuşlu bir evde kalmış hüviyetim
çocukluğum kanatılmış gün batımlarında
ne olur ki sussam
her istasyon babamın güzelliği
sarı bir yumurta kırılan ölüm sofrasına
sarı bir yumurta
susmanın güzelliği
IV
şimdi annem bir yalnızlıktır
etten kemikten
ve gitmelerim
başlangıcımdır benim
o beyaz yanlarıma
V
suskunluğun dilini kesiyorum
ilk istasyon çığlığında
sonbahar yapraklarında kırılmış tırnağım
kozalakların sabahında
ey kentin yaşlı ağaçları
kimse sarmaz ki beni
ısınayım diye
annemden başka...
Kadir Huylu
Kadir Huylu
Kayıt Tarihi : 16.4.2018 02:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!