Kocaman Yürekli Adam O Benim Babam

Halil Yılmaz 4
54

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Kocaman Yürekli Adam O Benim Babam

Üzerimde simsiyah önlük, beyaz yaka  
Şilteden dikili çantam, yolum patika      
 
Dokuz yaşında sınıf dört, aklım başımda
Babamı bildiğim zaman tam kırk yaşın da
 
Buğday tenli, gözleri kahve iri adam
Dürüst, yiğit, mert, güler yüzlü korkmaz adam
 
Yaptığı iş düzgün, asla söylemez yalan
 Gönül incitmez kesmezdi yaş,  etmez talan
 
Hünerli eli tutar balta, yapar sapan
Garipleri doyurur, yardımına koşan
 
Ömrün kısa, gül yüzün soldu canım babam      
Tanıdım, gördüğüm adam o benim babam

Ocak başı, tarla da hep yanı başında
Ondan birkaç hatıra kaldı hafızamda
 
Zifir karanlık çökmüş ormanın üstüne
Ağaçlar bürünmüş ölüm sessizliğine
 
Alaca karanlık görünmez patika yol 
Baba oğul at sırtın da dehlizde bul yol
 
Vadi kenarı, dere boyunca koşan at
Huysuzlaştı, adım atmaz inadı tuttu kırat  
 
“Babam, işte ırmak kenarında canavar”
Kulaklarını dikti gözler bize bakar
 
İlk defa kurdu gördüm, babamla birlikte
Kalbim çarpıyor, aldığım her nefeste
 
Babam Islık çaldı, vadi de yankılandı    
“Sıkı tut sarıl” ata kırbacı şakladı
 
At acıyla kişneyerek bir den fırladı
Uçarak mesafe kat edip köye vardı.. 

Güneş tepeden kaybolup karanlık bastı
Duvar da gaz lambası odayı ışıttı 
 
Babam, metal sigara tabakasını açtı
Sigarayı sarıp kor ateşinde yaktı.  
  
Başköşedeki minderi çekip yaslandı 
Ağızdan çıkan duman odayı kapladı         
 
Oğul; öğretmen neler öğretti bileyim
Anlat, öğrendiklerini senden dinleyim
 
Dedim; Tarih’ten Osman Gazi’yi dinledim  
Dedem Korkut’tan Deli Dumrul’u belledim
 
Dede Korkut’tan hikâyeler açıp seçtim 
Okudum, beni dikkatli dinledi, şaştım    
 
Birkaç hikâye dinledi, rehavet bastı
Yorgunluktan göz kapağını yumdu açtı
 
“Oğul; vakit geçti, sabah erken kalkmalı
Kalkıp inek, öküzü merada yaymalı .“
 
Geldi sonbahar, Eylül ayı hasat günü
Beti benzi sararıp solmuş gülen yüzü
 
Adı kötü hastalık, tabipler çaresiz
Babam bu illete tutulmuş yatar halsiz   
 
Dostu Halil amca başucuna oturdu   
Göz göze geldi, söz edemedi, yutkundu
 
Can Halil dedi; bu hastalık götürecek       
Ömür bitti, ecel geldi, sözüm bitecek 
 
Halil amca; saçları kesip, tıraş yaptı
Gözyaşları yanağından damlayıp aktı  
 
“Babam” atımı eyerle üzengini tak   
Hicran acı, ilahi mukadderata bak   
 
Menzil uzak, avcı kurmasın bize tuzak
Alıp götürsün, kavuştursun Hakka Burak
 
Babamın son sözleri hale kulağımda
Ahir ömrünün son günleri kim farkında
 
O gün yine taş mektepte, kalbim babamda
Ölüm haberi duyunca yıkıldım masamda    
 
Hızlı adımla koştum baba Ocağına
Çantamı unutmuşum ölüm acısına   
 
Erkek- kadın gelmiş mahşeri kalabalık
Setir de yatar can,  ortalık kargaşalık
 
Yandı yüreğim, söndü ocağım arkadaş 
Ana, bacı, kardeş gözlerinden aktı yaş

Ölüme hazır, bekliyormuş koca adam
Kocaman yürekli adam o benim babam
 
Kulun eceli gelirse kim olur mâni
Emir Allah’ ın hüsnü kabulüm fermanı
 

Halil Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 8.8.2022 15:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Halil Yılmaz 4