Sabahın dördünde kalkardı.
Çil horozun narasıyla.
Of! , bile demezdi Koca Yusuf,
Ottan yatağından kalkışıyla.
Bir dikmede indirirdi,
O güzelim tarhana çorbasını.
Ağır ağır koşarken öküzleri kağnıya.
Güneş görebilmek için onun çabasını,
Hızlı hızlı yükselirdi semaya.
Küçük bir yerdi tarlası.
Bir kısmı bahçe, bir kısmı çalılık.
Ama Koca Yusuf un çabası,
Yapmıştı orayı,
Bir mücevher tarlası.
Şu kırmızı domateslere bakın
Sanmayın yeşil, bu karpuzun kızarması da yakın.
Ya İnci gibi dizilmiş bezelye,
Onun bir benzeri taze fasulye.
Sesi gelirdi Koca Yusuf'un.
O küçücük bahçeden.
-Deh! , bire Sarı Öküz.
-Haydi koçum nazlanma.
-Gözünü seveyim Kara Baba,
-Sen de sarı gibi sallanma.
Öğle vakti açardı çıkınını,
Yumruğuyla kırardı soğanı.
Mis gibi olurdu yemesi,
Bahçeden kopardığı hıyarı.
Güneş batarken ufukta,
Toprak toprak kokan Koca Yusuf
Dönerdi evine,
Doğayı yenmekten mutlu olarak.
Kayıt Tarihi : 15.3.2007 19:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sait Faik ABASIYANIK'ın Karanfiller ve Domates Suyu adlı hikayesindeki Koca Yusuf'a adfen yazdığım bir şiirdir.
TÜM YORUMLAR (1)