Sıyrılıp gururumdan soyunup ruhumdan tapınıp tanrıdan bir armağan gibi sevmedim mi seni ben
Uzanıp yatağına kavrulup sıcağınla kıvrılıp kucağında yanıp yanıp sönmedim mi yine ben
Neyleyim olacağına varır her şey diye şükredip olanla yetinmedim mi hiç şikayet etmeden
Aynıyım hala değişmedim ki hiç ben aynada gördüğün yabancıya sor bir sen sahi kimdi değişen
Dağ gibi dimdik duran o adam düştü gözümden bir koca dev devrildi bütün ihtişamıyla yerinden
Üzülmedim sanıyorlar tek damla yaş düşmedi gözümden diye oysa ki ne denizler taştı içimden
aşkımız bir gün uçup giderse aramızdan sevgilim
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken
Devamını Oku
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken