KOCA ÇINAR
Asırları arkasını almış hala yıllara meydan okuyor.
Koca Çınar ne anlatmak istersin, yaşadığın tecrübelerden
Yararlanmak isteriz. Onun için birkaç soru sormak isterim.
Mesela yaşın kaç, Kimler geldi kimler geçti mekandan
Evlat: ikinci asrı devirmek üzereyim. Gelip geçeni sorma
Kimler gelip, kimler geçmedi ki, bir gelen bir daha geldi.
Dervişler, Müridiler, şeyhler Şıhlar, Yörükler, hırsızı
Arısızı, Namuslu yiğit olanı, sevişeni dövüşeni, yedi düvelden
Her türlü insan müsveddesi Barınmıştır benim mekanımda
Hepsi de bırakıp bırakıp gittiler. Kimi o yana, kimi bu yana
Ya işte ben buradayım her zaman. Yıllar yılı asırlarca,
Onlar yolcu oldu ben hancı misali. Kaldım buralarda.
Koca çınar bu hırsızlar nereden nemalanıyormuş böyle.
Konuştuklarını duydun mu? duymaz olur muyum hiç,
Nereden olacak ihaleler verdiklerinden ve hayali şirket kuruyorlar.
Tüyü bitmediğin, yetimi hakkını, emekçinin haklarını yiyorlar.
Siyasilerde olur muydu içlerinde, olmaz mı Asıl şerefsiz onlar
Garibanın hakkını hem yiyorlar. Hem de yediriyorlar.
Bütün bu olup bitenleri nasıl tahammül ediyordun. Koca Çınar
Ben çok ağladım sızladım. Bir o yana bir bu yana savruldum ama
Kimse yi sesimi duyuramadım. Kimse de ne oluyor diye bakmadı.
Millet gaflet ve dalalet içesinde uyarmak mümkün değil
Hiç kimseye boyun eğmedim. Ne sabahın ayazları
Ne de akşamın fırtınaları. Ne de zemheri soğukları
Hepsi de vız geldi tırs gider. Ben yıkılmaz koca çınarım.
Bak anlatayım dostum. Bir gün ayağımın dibinde,
Soya fasulyesi peydahladı. Bana yoldaş olsun istedim
Yanımda barınsın diye izin verdim. Büyümesi için
Birden uzadı bizim soysuz fasulye ve belime geliverdi.
Başladı bizim soyu sopu bozuk neydiği belirsiz soya
Bak dedi bana daha dün geldim yanına, çıktım yarına
Bir aya kalmaz senin tependen bakacağım demez mi.
Dediği gibi oldu ama ben bunun gibileri çok gördüğümden
Kıs kıs gülüyorum. Benim niye güldüğümü bilemez tabi
Bana bak dedi şimdi seni al aşağı edersem görürsün.
Artık dayanacak sabrım kalmadı. Bana bak dedim.
Senin dedelerin ataların bile bana vız geldi tırs gitti.
Sen kim bana al aşağı edecek kim, Sen ki bir hiçsin
Yaz geçip güz gelsin sabahın ayazını yediğin de görüşeceğiz
Şimdi tepemden bakıyorsun ama o zaman dibimden bakacaksın
Dediğim gibi yaz geçip güz geldi ve bizim soylu, soysuz oldu.
Bir gecede sayemde tepelerden bakan soysuz soya
Yığılmış kalmış gövdemin dibine. İki gün sonra da
Bahar rüzgarı ile geldi sonbahar ile toz oldu gitti. kendini bilmez
Evet ulu çınar. Yaşına başına sonsuz hürmetimiz var.
Bizi kıssadan hisse ne söylersin, İnsanlar için de de var mı
Böyle birden bire yükselip düşen, Ooo evlat sen ne dersin.
Hele şöyle bir bakıyorum da şu son onbeş yıldır.
Ortalıkta soya fasulyesinden geçilmiyor. Herkes binmiş birine
Hepsi de iskeletsiz üfürsen gidecek soysuzlar yalakası
Birilerin sırtından yükselmiş yetimin rızkını yiyen zübükler.
Bukalemun suratlı dalkavuk yalaka namussuzlar hep.
Onlar hak etmedikleri yerden, çıktıkları gibi düşecekler.
Ey… Ulu çınar dibindeki gölgende nice dervişler.
Nice kervanlar barındıran, gölgende aşıkları buluşturan,
Bizim nesillere son olarak ne söylemek istersin,
Bakın Evlatlar. Önce üç şey söylemek isterim.
Onlar şudur. Bir, Oku Oku oku ve bir daha oku derim.
Bütün herkesi okumayı teşvik edin. Öğretin, öğrenin
Bilgi birikimi olan insan karakterli onurlu dik duran olur.
Okuyan insan merhametli. Sevecen sempatik olur.
Okuyan insan kişilikli olur kimseye boyun eğmez.
İki, Aklınızı kiraya vermeyin, Faşistlerin maşası olmayın.
Üç, evinize haram lokma götürüp çocuklarınıza yedirmeyin,
Onurlu Dik durun hesap sorun sorgulayın hakkınızı yedirmeyin
Son olarak en hakiki yol Atatürk’ün çizdiği yoldur. Sapmayın,
(Atican)
Kayıt Tarihi : 1.1.2018 16:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!