Ben bir şizofren aşığım,
Ben bir şizofrene aşığım…
Çok fazla dağınığım bugünlerde
Gidişinle azdırdın ya yaralarımı
Dön de bir bak…
Gittiğin gibi dön
Koca adam!
Geldiğin gibi unuttur sensizliği…
Gelirken savrulan küllerimi
Toplamayı unutma emi?
…
Keşke, sonsuzluk merdivenine
Hiç ayak basmasaydın
Koca adam.
Sonsuzlukla, susuzluğu da bildirdin ya
Bilmeyenlere…
Sonsuzluk, susuzluk…
Sensizlik, sessizlik…
Sen de bulduğum kavramlardı hatırlarsan.
Ertelenmeyen ziyaretleriyle
Buhranlarım düşler seni
Yanı başındayken yalnız kanayan yaralarım...
Yabancılık çekmez, kaldırabilirsin belki
Ağırlayabilirsin onları…
Keşke gidişim böyle olmasaydı
Hayırsızım…
Sipariş yollara yorgun düştüm
Ağır yaralı kurtuldum enkazlar altından
Bedenim ağırken
Öyle yetim kaldım ki sana.
Buhranlara teslim ettim gözyaşlarımı
Ne ben bende geziniyorum
Ne de sen sende kalabiliyorsun.
Dönüşlerin ufku olmayan sokaklarında
Vazgeçtim ayaklarımdan…
Ellerimi hiç sorma
Onlar; acımın mendili oluyorlar.
Bir de gözlerim
Evet, gözlerime hiç bakma
Çünkü onlar;
Şizofren aşkımın, tek sancısı oldu…
Hadi gittiğin gibi gel koca adam
Sonsuz yollara idam ettirme
Kaybolan girdaplarımı,
Yanı başındayken yalnızlıkla deliren yaralarımı...
Kuru yapraktan hiç farkım kalmadı
Dert düştüm sana.
Görmeyince silinir sandım
Unuturum, biter, gider sandım
Ama ne çare, dinmedi…
Ben de yerin dolmamış hala.
Sancılarım dillendi, konuşur oldu olmayanımla
O kadar çok çığlık attım ki;
Konuşacak tek bir ses bile kalmadı bende
Çaresiz çarelere emanet ettim kendimi.
Neden hep kaybettiklerimiz ardından
Kıymet bilme sendromları yaşarız ki?
Yalan söyleyemem
Tabi, sevdim seni.
Dönüşü olmayan bir yola girdik
Koca adam
Benim yolum çıkmaz yol
Senin ki farklı bir yol…
Kendi kulübemin bekçisi olmayı beceremedim.
Gündüzleri anladım da
Ya geceler
Size ne oluyor?
Sanki tüm yaralarım geceyi bekliyor
Kanamak için.
Tüm bilinmez düşmanlarım, öyle yakıyor ki canımı
Ah bu çekilmez geceler…
Keşke gün batmasa, gece yüzünü göstermese
Diye yalvarıyorum hak’a.
Ah, o geceleri gelinde bana sorun.
Sensizlik değince bana
Öksüz kalıyordum
Kimsesiz, biçare…
Sensizlik değince gözlerime
Yalnızlığınla attım kendimi hapsettiğim
Küçük kentimin, koca sokaklarına.
Taze ve soluk bir ömrün son deminde
Ismarlama yollarda yürüyorum.
Neden insan bakmaya kıyamadığını,
Başkalarına geri dönüşümü olmadan emanet eder ki?
Tevafuk olmamalıydı,
Bu, hayattı!
Geç kalmış bir itiraftı, biliyorum
Ben affettim ve
Tozlu raflardan indirdim eskiyen düşlerimi,
Üşüyen korku dolu her şeyi…
Tüm dağılmışlıklardan kalan sıradanlığı,
Toparlamalara rağmen öksüz kalan yanlarımı.
Sen de affedil koca adam!
Ha unutmadan söyleyeyim, ‘ihanet’
Evet, ihaneti de sende tanıdım.
Kendime, bir türlü tanımlandıramadığım kavramları.
Öğretmekten çok öğrenmenin
Ne büyük bir erdem olduğunu…
Söylenecek çok şey var koca adam
Bitmemiş, bitmeyecek
Daha hangi şey?
Birçok şey…
Neşe ÇAVDAR
Kayıt Tarihi : 6.5.2010 16:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!