Medya bilindiği gibi ortak araç veya biraz daha açarsak radyo televizyon basın yayın gibi organları içine alan bir kavramdır.Medya görsel-işitsel ve yazılı olarak ikiye ayrılmaktadır.Görsel-işitsel medya televizyon internet-medya ve radyoyu kapsarken yazılı medya ise dergiler ve gazeteleri kapsar.Medya Türkiye de 2. Mahmut döneminde ıslahatları halka anlatmak maksadıyla devlet eliyle çıkarılan Takvimi Vekai gazetesiyle başlar.Fakat 1990’da star 1 ile özel yayıncılığın başlamasıyla bazı düzenlemeler getirilmiştir.
2954 sayılı Kanunun 5. maddesine göre genel yayın esasları 3984 sayılı kanunun 4. maddesine göre de yayın ilkeleri belirlenmiş olup bunların içeriğinde kamu yararına dair yayın yapılması gerektiği aynı zamanda Türk milli eğitimi kültürü-ahlakının gözetilmesi bunun yanında insan haklarını ihlal edici yayın yapılmaması gerektiğini öngören esaslar açık bir şekilde dile getirilmiştir.
Ülkemiz gelişmekte olan ülkeler arasında olduğu için bilindiği gibi zengin insan kaynaklarına ve daha bir çok potansiyele sahiptir.Bu kaynaklar doğru bir şekilde kullanıldığında üretime enerjiye birikime ve kalkınmaya dönüşürken yanlış bir biçimde kullanıldığında tüketime çöküşe ve sömürüye dönüşür.
Genel olarak ülkemizdeki insanların bugün baktığımızda medyanın çılgınca pazarladığı ve karşılığında astronomik bir rant elde ettiği tüketim kültürüyle veya popülist(kalitesiz,bayağı) kültürle yozlaştırıldığını veya uyutulduğunu görmekteyiz.
Biraz sonra nedenlerini sıralayacağımız çelişkiler ve bilinçli olarak uygulanan politikalar yüzünden Türk Ulusunun bilinciyle nasıl oynandığını ve maddi manevi nasıl yabancılaştırıldığını aynı zamanda sürü yerine konulan bir toplumun nasıl oluştuğunu görüp tanık olacağız.
Medyanın en çok tiraj elde eden yayımlarına ve rating elde eden yayınlarına baktığımızda:
Dergi ve gazetelerde magazin ve spor, programlarda ise yine batıdan esinlenilmiş veya batı kaynaklı program dizi ve filmlerin en çok takip edilen yayınlar olduğunu görmekteyiz.Bu da halkımızın ne kadar içeriksiz ve faydasız yayınlara boğulduğunun aynı zamanda bizi biz yapan kendi değerlerimizden uzaklaştırıldığının bir göstergesidir.
Örneğin çok faydalı diyebileceğimiz haber programları,Yarışma programları,belgeseller ve eğitim içerikli yayınlar bile dikkatle incelediğimizde ve eleştirel bilinçli yaklaştığımızda yeterince doyurucu,sosyalleştirici,bilimsel ve tarafsız değildir.
Türk halkının yaşayış tarzından ve kültüründen kopuk olarak yapılan yayınlar insanları kendine topluma ve çevresine yabancılaştırarak sıkıntılara gebe çözülmeye hazır bir toplum sağlıksız bir birey olarak ortaya çıkarmaktadır.
Özellikle yaşları gereği gençlerin ve çocukların medyadan daha çok etkilendiğini düşünürsek medyanın öğrettikleriyle eğitim gören öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgiler çelişmekte aynı zamanda çatışmaktadır.Bu da gelecekte kendisiyle barışık olmayan sağlıksız radyo televizyon bağımlısı bireylerin yetişmesi demektir.
Daha fazla para kazanmak ve kazandırmak için sunulan reklamlar bile ahlaksız ve duygu sömürüsü yoluyla tüketicinin bilincini uyuşturucu içeriktedir.Bu yolla yapılan sömürü ülkenin bütünlüğüne,kültürümüze,birlikteliğimize aynı zamanda haklarımıza saygısızlıktır.
Radyo televizyon denetleme üst kurulu bile(RTÜK) artık yetersiz kalmakta veya görevini yapmamaktadır.
Artık medyanın kendisinde varolan bu tekelcilik ve yozlaşma bir hastalık gibi tüm toplumu sarmakta halkımızı olumsuz etkilemektedir.
Medyanın topluma verdiği zararlar bununla da bitmemektedir.Dilimizde varolan asıl kirlilik, teknoloji ve bilimi kendi tekelinde bulunduran güçlü ülkelerin dünyaya yaymaya çalıştıkları globalleşme dediğimiz küresel-kültürel sömürü dil alanında da kendini göstermiştir.Dilimizde varolan kirlilik insan diliyle düşündüğü için beynimize de bulaşmıştır.Kültürel ve manevi değerlerimiz bu yüzden de geleceğimiz tehdit altındadır.Her yerde gözümüze çarpan İngilizce yazılar bize ister istemez burası Türkiye mi başka bir ülke mi sorusunu sordurmaktadır.
Dünyaya ayak uydurmak ve batılılaşmak yozlaşmak ve kendine yabancılaşmak,sömürge haline gelmek olmamalıdır.
Kendi değerlerimizle bilimsel ve kültürel olarak üreten bir toplum olmalı ve kendimizi eleştirmeliyiz.Bu bağlamda gerek medyanın gerekse toplumun üzerine düşen sorumluluklarının bilincinde olması gerekmektedir.
Çünkü medyada yapılan bir yazım yanlışı bile milyonlarca insanın yanlış bilgilenmesi demek olur ki bu da cehalete prim vermek demektir.
Günümüzde iletişim en etkili araç olduğu için bu aracın halkın yararına ve bilimsel gerçekçi bir biçimde kullanılması gerekir ki olumlu sonuçlar verebilsin.
Medya bu bakımdan başta insan haklarına olmak üzere kanunlara ve halka saygılı olmalı bireylerin iletişimden faydalanma ve haber alma özgürlüklerini kötüye kullanmamalıdır.Çünkü medya insan üstü bir kurum değil insanlardan oluşan bir kurum olarak varlığının temelinin halk olduğunu unutmamalıdır.
Sonuç olarak kanal değiştirmek satın almamak veya televizyon kapatmak çözüm değildir çünkü hem yalnız yaşamıyoruz başkalarının haklarını kısıtlayamayız engelleyemeyiz hem de iletişim özgürlüğünü kullanmak en doğal hakkımız.Bugün sırf kendi çıkarları uğruna halkı eğitip aydınlatacağı yerde insanların zaaflarından faydalanarak ve benzer yayınlar yaparak seçme ve iletişim özgürlüğümüzü kötüye kullanan sınırlandıran medyanın ta kendisidir.
Medyanın görevi halkı aydınlatmak ve halka hizmet etmektir.Fakat medya bu gün tamamen şirketleşmiş kendi ticari amaçlarına yönelmiştir.Halbuki medya halktan aldığının karşılığını halka hizmet olarak faydalı olarak halka iade etmek zorundadır.Çünkü haklı kazancın gereği budur.Oysa bugün yine medya, gücüyle bir kolay para simgesi haline dönüşmüştür.Bu da bir çok yanılgıya neden olmaktadır.Örneğin zengin olma hayaliyle yarışmalara katılanlar..
Medya artık yabancı kaynaklardan ve halkımızın zaaflarından beslenmeyi bırakıp bitmez tükenmez kaynaklarımıza yani halkımızın öz değerlerine dönmeli ve asalakça yaşamayı bırakmalıdır.Ancak o zaman medya medya olacak ve gerçek değerini bulacaktır.Fakat böyle devam ettiği sürece ağlanacak halimize gülüp traji-komedya izlemeye devam edeceğiz! ..
Kayıt Tarihi : 11.2.2007 14:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

......medya halktan aldığının karşılığını halka hizmet olarak faydalı olarak halka iade etmek zorundadır.
.......Sonuç olarak kanal değiştirmek satın almamak veya televizyon kapatmak çözüm değildir .
********
azınlıktan biri olarak katılıyorum. çoğalmak gerek. eline sağlık.yenilerine..selamlar
TÜM YORUMLAR (2)