Kendisine hizmet eden akrabaları ile mutfaktaydı. Eğitim ve Sağlık yönünden yararlı ve zararlı maddeleri içeren cümleleri içine atıyordu. Bu cümleler öyle taştı ki boğazı tıkanıyordu. Sesi kısılıyordu. Öfke ve kızgınlığı iki dudağının arasından sözcükler bulup, kendini ifade edemiyerek, “hayır, zaafımı kullandırmam” diyemiyordu.
Ne çok dedim dediler vardı. Pişirilen fadakar mutfağın çorbasında… Mutfakta pişirilen çorbaya tad katsın diye, içine attığı biraz gülümse kaşıkları, biraz özgürlük çatalları, biraz farkındalık kepçeleri idi.
Espri ve abartmaya çalıştığı ise tencereye yerleştirdiği, anlatmaya çalıştığı, anlaşılamayan kendisinden başka bir şey değildi. Eğlenceyi ve mizahı seviyordu. Farklı değil, farkındalık yolunda …
- “ Küçüksün. Sen sus. Hala, büyümedin. Senin konuşma hakkın yok.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
duyarlı yüreğinize sağlık....tebrikler...teşekkürler...
emek verilerek yazılmış yapıcı çalışmanızı beğenerek okudum..
kutlarım saygın kaleminizi ve sevgi dolu yüreğinizi..tam puan 10.
akçaydan selam ve saygılarımla.
İbrahim Yılmaz
*********
** ATLAS **
Şiir ve şarkı sitesi eserlerinizi paylaşmak için sizi bekliyor.
** ŞİİRLERİNİZİ
** ŞARKILARINIZI
** SESLİ ŞİİRLERİNİZİ
** VİDEOLARINIZI
** RESİMLERİNİZİ
** VE DİĞER TÜM ESERLERİNİZİ
Sitemize KAYIT OLUP, DUYURULARI okuduktan sonra paylaşabilirsiniz.
www.atlassiir.com
http://www.atlassiir.com/atlas/
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta