Ellerim üşüyor,
Hissettiğim bu değil,
Kadere doğrulttuğun namlunun
Dilinde çekili tetiği
Kaç saniyem var değiştirmek için her şeyi
Yüzlerce soru ve yanında anlamsız işareti
Bağlı değilim yaşama, diğerleri kadar.
Lütuftur her gelen,
Gidecektir bir gün.
Bakma nasıl göründüğüne,
Yalnızlık diz boyu
Bazen uzak, sessiz, sakin olanı makbul sevdanın
Kendi kendine, kendini dağlayanı.
Sormadan söyleyeni,
Durmadan ağlayanı..
Hüznüm, sözüm, güzelim,
Bir güle bakışım senden.
Uyanıp ta çektiğim ilk nefesim,
Gün ortasında hayallere dalmalarım,
Donup kalmalarım,
Karanlığın derinlerindeyim,
Halim içler acısı değil,
Şimdilik...
Şimdilik kendimi avutabiliyorum.
Yalnızlığa, sessizliğe boş verebiliyorum.
Şimdilik duvarlar yerli yerinde.
Elimdekilerle süsledim, umutlardan yaptığım tacı
Bir kenarda tozlanmakta
İyileşsin diye başucunda bekliyorum,
Hasta satırlarımın.
Belki de güneşin bir oyunu,
Böylesi karanlığa gömülmem..
Güneşi yakalamak da vardı gözlerinde
Sormak da mümkündü aklındakini
Zamanın getirdiklerinden memnun
Söz isteme anıydı usulca
Gidenlerden
Ne kadar uzaklaştıklarına dair benden
Keşke;
Durabileceğim kadar ilerlemiş olsaydım.
Ya da,
Kaçabileceğim kadar karanlık olsaydı etrafım.
Unutabileceğim kadar önemsiz olsaydın,
Ya da
Bırakıp gidilesi çocukluğun avucunda topladığı gözyaşları
Biraz üzüm ve geçen zamanın tadı..
Kimi belli..
Kimsesi olmayanı.
Bazen sırdaşı emeği geçen sokakların
Bazen de yüzüne vuranı hatalarının
Korkutmuyorsa ölüm birini yaşamak kadar,
Yârin kollarında geçecek fazladan bir gecenin ihtimali,
Az geliyorsa tüm istatistiklerde,
Sessiz gülüşlerinden, sürpriz yalnızlıkların,
Yalnız yalansa küllerinden doğacak olan,
Ve yalnız biri varsa bu ateşte tekrar yanacak olan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!