Kızma Bana Şiiri - Çizgili Mavi

Çizgili Mavi
215

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kızma Bana

Bana kızma Zeynep. Gelip karşına dikiliyorum, kapını çalıyor, yanına geliyorum diye kızma bana. Bu ne sana bir saygısızlık, ne bir şey isteme be de bir şey arama. Bu ne olduğunu bilmediğim ama ne olmadığını bildiğim bir şey. Yaşanılır gibi değil inan bana, ölümle yaşam arasındaki o incecik, kıldan ince kılıçtan keskin çizgi bu. Yakan, kavuran, heder eden, zulmeden, kahreden, akıldan eden, ömürden eden, senden eden ve neticede de beni benden eden bir şey bu. Kızma bana ne olur. Söyleme bir şey. Bana ne kadar kırgın olduğunu biliyorum. Bana ne kadar kızgın olduğunu biliyorum. Bildiğim onlarca şey gibi bu da yakıyor canımı. Gözlerini biliyorum mesela; gözlerinin Cennet olduğunu ve üstelik bunu bir tek görenin ben olduğumu. Gamzen. Gamzeni biliyorum, bir tek benim gördüğüm. Yamuk parmaklarını, asimetrik gözlerini, sağ elinde olmayan ama sol elinde olan Sevdaa Çukurunu biliyorum. Bana aşık olduğunu biliyorum Zeynep, var mı bunun daha ötesi? Bana aşık olduğunu biliyorum ve üstelik sana kör kütük aşığım ama yokuz. Kahra bakar mısın? En iyi arkadaşımsın, en iyi arkadaşın olduğumu biliyorum ama bile! Biliyorum tüm bunları. Ve bildiğim her şey canımı yakıyor. Beni bir gün bağışlamanı ümit etmekten, yaptığım her şeyi tıpkı yapmadığım her şey gibi yalnızca seni düşündüğüm için yaptığıma inanmanı ümit etmekten, seni her şeye ve herkese rağmen; sana ve bana rağmen, tüm bu olanlara, olmayanlara, olduramayışlara, nefrete, aşka, sevdaaya, gözyaşlarımıza rağmen hala deli gibi sevmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Kızma bana.
Beceremedim evet! Yetişemedim evet, geç kaldım evet, anlamadım seni çok defa dinlemedim evet, kırdım üzdüm ağlattım evet… Ama büyük sevdim. Sevdaamın her şeyden ve herkesten büyük olduğunu biliyorum, biliyorsun. Sakın yalnış anlama beni, istediğim bir şey yok senden. Senden tek isteğim, senden bir şey istediğimi düşünmemen olur.
Aradığım bir şey yok. Ben zaten günün 24 saati, bu şehrin her sokağında, her caddesinde, her kaldırm taşında, her sokak lambasının altında, gökteki en parlak yıldızında, turuncu gecesinde, bir yaprağın yeşilinde, her bahar çiçeğinin sarısında seni arıyor, seni anıyor ve zaten seni yaşıyorum. Bir de gelip senin odanda mı arayayım seni, sanki bendeki binlercesiyle başedebiliyormuşum gibi. Başedemediğim için geliyorum kapına, gözlerini daha fazla görememeye tahammül edemediğim için. Gamzeni bir saniye daha görememeye tahammül edemediğim için, tokat da yesem öbür yanağımı uzatıp senin nârın da hoş demezsem ilk başta kendime sonra sana sonra sevdaama sonra gözyaşlarıma ve sonra kalbime senin aşkını düşüren Rebbime ihanet edecekmişim gibi bir hissiyatla başedemiyırum. Kızma bana ne olur.

Burada, şu yeni yeni yeşile bürünen yaptakların hikayesini anlatmak isterdim sana. Mümkün değil.
Baharın ilk çiçeklerini toplayıp sarısından yeşiline her rengiyle rengarenk bir taç yapıp takmak isterdim o hançer saçlarına. Mümkün değil.
Oturup karşılıklı, karton bardakta ortanın bi yık üstü şekerli kahvemizden içip, birer sigara yakıp o Cennet gözlerinde seyre dalmayı ne çok isterdim. Mümkün değil.
Kimsenin görmediği, kimsenin göremediği güzelliğini; güzelliğine hayran hayran bakarak sana anlatmak isterdim. Mümkün değil.
Şu pencerenin dışında türlü nağmelerle civildeyen kırlangıçların, serçelerin tümünün aynı anda adını kulağıma nasıl tekrarladığını anlatmak istedim sana. Mümkün değil.
Evet mümkün değil; kuşların, perdelerin, yaptakların, sigara dumanının, karşımda duran boş duvarın, masanın, sandalyenin, raftaki kitapların, saksıdaki çiçeklerin herkesin ve her şeyin aynı anda bana senin adını tekrarlıyor olmaları mümkün değil. ZEYNEEEEEEEEEEEEEP ZEYNEP diye figan etmeleri nasıl mümkün olabilir? Bana her şey seni diyorum ya, inan bana mübalağa etmiyorum. Üstelik en hazini de mübalağa etmediğimi de biliyorum! Bildiklerim… Bilmediklerim… Bilmeni istediklerim. Mümkünler, mümkün olmayanlar, ihtimaller, olasılıklar, saatler, dakikalar, saniyeler ve neticede ömürler… Bu ömür bu canıma asılı, bu canım bu ruhuma ait olduğu müddetçe Zeynep, ömrüm yettiğince, nefesim yettiğince, aklım erdiğince seni hep seveceğim. Sen benim sevdaamsın, kızma bana. Sen benim Cennet gözlü sevdaamsın kızma bana. Senin gözlerin Cennet ve bir tek ben öyle görüyorum, kızma bana.

Çizgili Mavi
Kayıt Tarihi : 2.4.2024 16:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bir Salı akşamüstü, alarmlar sirenler çalarken...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!