Kızıma mektup 2 Şiiri - Ali Yurdakul

Susma kızım susma, sivri dediğin ama benim hiç görmediğim dilini sok yüreğime, zaten susarak, güvenmeyerek, inatlaşarak yeteri kadar kırmamış gibi
Bende senin gibi bir hafta sonra cevap verecektim ama dayanamadım artık, her cumlene, her kelimene ayrı ayrı cevap vericem
Evet kızım ben seni çok iyi biliyor ve tanıyorum, sana olan güvenim de sonsuz bunu bil. Ama senin etrafında olan, yüzüne gulen ama arkandan ne filimler çevirenlere güvenmiyorum
Kırıldığını, kıyaslama yaptığımı söylüyorsun ama empati yapmıyor, kendini benim yerime koymuyorsun, lütfen sen de bir an olsun Ali Yurdakul ol.
Evet kızım, bu güne kadar yüzümüzü düşürecek bişey yapmadın, seninle gurur duyuyor teşekkür ediyorum ama yapmadıklarınla kendin de gurur duymalısın, ne yaparsan kendine yaparsın, biz sadece seninle mutlu olur, seninle üzülürüz
Aklımdan geçeni okumana gelince, senden kendini benim yerime koymanı rica ediyorum, ben de Seda kızın olayım naçizane ve ben sana senin gibi davranayım, bir düşünsene lütfen, üniversiteye giden kızın sana açık olmuyor ve güvenmiyor...!
Deli gibi sorular????
Canım kızım...
Bıçakları neden bileğileriz?
Daha iyi olsun diye.
Buğdayı neden kaynatırız?
Bulgur olsun diye.
Buğdayı öğütürüz, un olsun diye.
İlk çıkan kepek olur, çok değerli değildir, ancak hayvanlara yem olur.
Sonra çıkan un ise ne kadar ince çekilirse o kadar beyaz ve kaliteli olur.
Demir ateşte 1000 derecede ısıtılır, balyozla dövülerek şekil verilir, suya batırılınca sertleşir kimi kazma olur, kimi kılıç
Biz ana babalara düşen de çocuklarına model olmak, kaliteli bir un, kaliteli bir kılıç olmaları için çalışmk, iyi egitmektir, yoksa ana baba olmanın, aile olmanın bir anlamı olmaz,
Evet büyümüşsün bunu daha iyi anladım, üniversiteye gidenler büyüyor, hata yapmıyor demek ki
Görünüşünün hoşuma gitmeyeceğini, ablanın ve abinin zorluklarını görüp çekindiğini yazmışsın.
Birincisi "ben yaratılanı severim yaradandan ötürü" felsefesi ile yaşayan biri olarak kimseyi görüntüsü ile yargılanam.
İkincisi abin ve ablana ne yaptığımızı, neler cektirdigimizi açıkça yazmanı rica ediyorum.
Üçüncüsü ise biz ana ve baba denilen kişiler düşüncelerimizi soyleyemiyeceksek neye yarariz acaba?
Ben senin hakkında asla çirkin ve kötü birşeyler düşünmedim bu bir, ne dusunduysem, söyledim, söylediklerimin de arkasındayım.
Düşünen ve söylenenlere değil de düşündüren ve söyleten olaylara bakmamız lazım önce
Aynı evi, aynı oksijeni, aynı yemeği, aynı hayatı paylaşacağız, birbirimize canımızı güveneceğiz ama saklı gizli işler çevireceğiz, "görünüşü hoşuma gitmeyecek" sözüyle beni avutacaksin, buna kim inanır?
Evet, buna inanmıyorum...
Çok bekledim, müsaitsen biraz konuşalım demeni,
Dayanamadım yazdım, yine cevap vermedin, yolda yazar dedim, yazmadın, *günaydın babammmmm* diye yazar diye bekledim, yazmadın ama para için annene yazdın, beni kaç TL ' ye benzetiyorsun acaba?
Bu gün yazarken bile bir günaydın, bir selam, hatır sorarak değil sivri dilini anlatarak başlamışsın yazmaya, bize sivri dil değil, gönül alma yakışır, mütevazi olmak yakışır, vefalı olmak, sevgili, saygılı, tatlı dilli, güler yüzlü olmak yakışır
Ama senden tekrar tekrar özür diliyorum demek ki bunları verememişim, örnek olamamışım,
Son olarak birbirini sevenler konuştuklarında, paylaştıklarında, güvendiklerinde değil, sustuklarinda, paylasmadiklarinda ve guvenmediklerinde kırılırlar.
Sevgili kızım, sen 60 yaşına geldiğinde de kızım olacak, gözümde büyümeyecek, hep seni düşüneceğim, seni seveceğim, aynı ana- babamın beni düşündükleri ve sevdikleri gibi...
Seni çok seviyorum ve çok özledim, bunu bil...